Y. C. (Erganî Madenli)/ Kürtlerde kadın meselesi

0
2237

Bu sırada bütün batıyı, biraz da doğuyu, basını, sosyoloji alimlerini, hulasa herkesi bütün anlamıyla meşgul eden önemli bir sorun var: “Kadın sorunu”.  Hatta zamanımıza asrımıza “Kadın asrı” diyen düşünürler var.

Kuzey Avrupa ve Amerika’da kadınlık alemi yükselme sahnesinde pek büyük ve memnuniyet veren adımlar atıyor. Bütün üniversite ve okulların yarısını işgal ediyor, dış hayatta erkeklerle rekabet ediyor ve daha fazla yükselmek için de mücadele devam ediyor. Batı, Orta Avrupa ve Amerika’nın kadınları da kuzeyli kadın kardeşlerini taklit ve takip ediyor. Hayat hakkı ve geleceklerini, siyasi ve toplumsal hakkını elde etmek için uğraşırlar, didişirler. Batının, kuzeyin bu başarılı ve parlak kadın hareketi, nihayet doğuda, Asya’da etkisini göstermekten geri kalmamış; Japonya kadını, meşru haklarını elde etmek için çalışıyor ve hem muvaffak da oluyor.  Son zamanlarda Osmanlılık aleminde bu hususta zayıf olmakla beraber, bir hareket müşahede ediliyor. Bu hareketler, bu uğraşlar başarıyla devam etsin, biz konumuza gelelim. Mevzu- muz Kürtlerde kadın sorunudur. Konu hem önemli hem de zordur. Ciddi incelemeye, tartışmaya muhtaçtır. Zaten biz de sorunu katı kurallarla çözmeye çalışmak cüretinde değiliz. Maksadımız herkes gibi Kürtler için de bir hayati sorun demek olan kadın, dolaysıyla aile sorununa temas ederek gençlerin dikkatini çekmektir.

Hemen bütün Osmanlı aleminde “kadın”ın maddi ve manevi konumunun acınacak bir halde bulunduğunu söylemek mübalağadır, zannederiz erkeklerimiz baştan başa koyu bir cehalet içinde mahsur kalmışlardır. Kadınlarımız ise, erkeklerimizin bu cahilane gururuna kurban olmuş, hem cahil hem de zavallıdırlar. Kadının konumu, önemi idrak edilmedi böylece. Aileler saf birer sağlam bir temel olacak yerde bütün bireysel ve toplumsal ahlaksızlıkların, karışıklıkların kaynağı oldu. Kürt ailesi de doğal olarak bu hastalıktan etkilenmiş ve zararlı çıkmıştır. Herkes gibi o da bu hastalığın tedavisine şiddetle muhtaçtır.

Hali hazırda Kürtler, kadının gerek ailede ve gerekse dış hayattaki konumu ile kadın hakkında bazı telakkiler vardır ki Kürtlerde dadın ve aile hastalığını daha çabuk ve daha kolay bir şekilde çözmeye yardım edecektir. Harf meselesinde olduğu gibi kadın meselesinin ıslahında da Kürtler, özel bir kolaylığa yöneleceklerdir. Şimdi izah edelim: Kürdistan’da asıl karakterini kaybetmiş şehir merkezlerinden ayrı, çoğunlukla köylü hayatında kadının yeri bütün ilkellikle beraber memnuniyete şayandır. Kürtler arasın- da kadın, pek muhterem telakki edilir. Kadın adeta masum bir taraf sayılır, herkes kadına hürmet etmeyi bir vazife sayar. Taraf taraf olan köyler, aşiretler, birbirleriyle günlerce çarpışırken, birbirine kurşunlar yağdırırken, kadınlar çarpışma sahnesinde serbestçe dolaşır. İki tarafın mecburi münasebetini temin ederler. Karşı tarafın kadınına saldırmak, kimse aklına getirmez. Bir aşiretin diğer aşiretten zorla kız kaçırması çok fena bir kin ve düşmanlığı çıkarır, senelerce intikam devam eder. Denebilir ki köyler, aşiretler arasındaki düşmanlık ve ihtilafların pek çoğuna sebebiyet veren kız kaçırmak meselesidir.

Köyün herhangi bir kadınına ufak bir saldırı olursa, bütün o köy halkı harekete gelir tek bir kadının hakkını kurumak için mücadele eder. Erkeklerin geçmekten korktukları ıssız yerlerden, hırsızların gizlendiği mahallelerden, kadınlar yapa yalnız, korkusuzca geçerler. Bunlar gösteriyor ki Kürt toplumunda hüküm süre bütün cehalete rağmen, kadın hatırı sayılır bir saygıyla karşılanıyor. Kürt köylerinde, kasabalarında tesettür de nispeten makul bir haldedir, dinin mantığın emrettiği örtünmekten fazla bir şey yoktur. Kürt kadınları hiçbir zaman kalın ve yorucu çuvallar içerisinde mahpus değiller, serbest bir şekilde gezerler, dolaşırlar hiçbir saldırıdan korkmazlar, zaten tecavüz ihtimali de yoktur. Dini hayatta da Kürt kadının konumu, Kürdistan’da çalışmanın yarısını kadınlar yapar. Kadın öteki aile vazifesiyle beraber tarlada, bahçede kocasıyla beraber durmaksızın çalışa- rak, zahmetli ve meşakkatli işler görür. Kürt kadını buğdayını, odununu satmak için saatlerce mesafeyi yalnız ve yaya olarak kat eder, şehre gelir, serbestçe pazarlık eder, malını satar, işlerini yola koyar ve yine serbest bir şekilde köyüne döner. Demek Kürt ailesinde kadın, dış hayatta erkeğe yakın bir derecede çalışıyor. Ruhları cin ve peri efsaneleri, akla sığmaz hurafelerin tesiri altında bulunan kadınların haliyle, Kürt köylü kadınının hali hiçte mukayese kabul etmez. Kadınlarımızın adeta bir özelliği olan korku ve gereğinden fazla telaş, Kürt kadınında nispeten pek azdır. Kürt kadını hakikaten cahildir, eğitimsizdir, fakat sağlam bir karaktere sahiptir.

İşte bu izah ettiğimiz esaslar, öneriler çok değerlidir, bu adetler, bu telakkiler çok rahatlıkla çağdaşlaştırılabilir. Bir kısım esaslar hazırlanmış demektir. Noksan olan asra, zamana uygun eğitim ve ilimdir. Kürt kadınına bunlar da verilirse, yani güçlü karakteri makul bir terbiye ve fenle donatılırsa, Kürt toplumunda kadın sorununun çözümü hayli kolaylaşır. Kürtlerde aile teşkilatının evlendirme şekli, kadının erkeğe rağmen nazaran durumunun birçok yönleri kötü ve fenadır, ıslaha şiddetle muhtaçtır. Yukarıda gösterdiğimiz esaslar, hastalığın tedavisini kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır. Kürtlerin düşünce ve asli karakterlerini kaybetmiş şehir kadınlarının ıslahı, daha çok zor ve kuvvet sarf etmekle mümkün olabilecektir.

Kürt gençleri, kadın ve aile sorununun bir hayat ve yaşam sorunu olduğunu idrak etmelidir. Her şeyden önce Kürtlüğün kadını yükseltme çarelerine bakmalıdır. Toplumlara gıda kadar, idrak sahibi annelerin gerekli olduğunu bilmelidir. “Bir milletin kadınları, gelişme derecesinin terazisidir.”

Milletler, insanların gelişme dereceleri daima kadınların seviyesiyle orantılıdır, desturunun her zaman, her dakika göz önünde bulundurulmalıdır.

Ergani Madenli

Y. C.

Kovara Rojî Kurd (1913), Hejmar: 4