Kawe Özel Günü: 31 Tabax (Ağustos)[1]

Bir amacımız da ulusa kendisini tanıttırmak olduğu için, özel ulusal günlere bir değer vermek gereğine inanıyoruz. “Jîn”in 16’ncı sayısında buna ayırdığımız bir yazımızda, özel günlerin ulusal yaşamdaki etkilerini saptamaya çalışmıştık. Örneğin Kawe’nin Dehak’e karşı başkaldırması, Kürd tarihinde kaydedilmesinden vazgeçilemeyecek bir büyüklüğe sahiptir.

Hukuk-ı esasiye uluslara bir ihtilâl hakkını, zulme karşı başkaldırma hakkını doğal görüyor. Netekim, hukuk-ı esasiye denilen şeyin varlığından dahi haberleri olmayan kitleler, zaman zaman bu hakkı kullanmışlardır. Kawe, dünyadaki ceberrut zalimlerin önde gelenlerinden olan Zalim Dehak’e karşı bir ulusu ayaklandırmakla, kuşakların kıvanç duyacağı bir medenî yiğitlik anıtı dikmiştir. “Başkaldırmamız pekişip güçlenmemizdir” yöntemini en sapık ve zalim hükümetlerin yönetimlerine karşı bile en yiğitçe yükselten uluslardır ki, yaşam haklarını her kanunun ve her kuvvetin yıldırma gücünden özgür olarak ve yalnız kendi yönetimleriyle ebedîleştirmiş olurlar. Her zaman ihtilâl yapanlar değil, fakat gerektiği zaman ihtilâl yapabilenlere karşı hiçbir yönetimin zulmünü sürdürdüğünü göremiyoruz. Kawe zamanından bugüne kadar akan yüzyıllar seli bile bu zorunlu gerçeği ulusların kaderleri defterinden silememiştir.

Bugün dünyanın düzenleyicisi olmak gibi olağanüstü bir kudret gösteren topluluklar, bu haklarından en fazla yararlanma yolunu vaktiyle bilmiş olanlardır. Tarih ve olaylar bize binlerce örnekle ispat ediyor ki, iddia ve yakınma hakkını değil, fakat kesinlikle ihtilâl hakkını kullanmayan ulusların payına düşen ise, ancak yoksunluk ve felâkettir.

*

İşte, pek yüksek bir yiğitlik örneğini Kürd ulusal tarihinde silinmez çizgilerle yaşatan “Kawe Ulusal Günü” dolayısıyla Kürd Tamim-i Maarif ve Neşriyat Cemiyeti bir müsamere düzenledi. Müsamereye gösterilen ilgiyi, ümitlerimizi pekiştiren pek hayırlı bir belirti olarak kabul ediyoruz. Bir zat tarafından Kürd kültürü konusunda Türkçe bir konferans, iki zat tarafından da Kürdçe birer konferans verildi. Kürdçe bir şiir okundu ve bir zat tarafından aşağıdaki hikâye anlatılarak, Kürdlüğün yücelmesine ilişkin dilekler arasında müsamereye son verildi.

Özel günlerimizin böyle törenlerle yüceltilmesini ne kadar dilesek yeridir. Hele bu müsamereler, Kürdlerin değişik topluluklarını birbirlerine tanıtıp sevdirmek, hayırlı ulusal işlere yararlı olmak gibi kutlu sonuçlar da verirse ne arzu edilmeye değer hareketler olur!

Kawe Hakkındaki Tarihsel Fıkra[2]

Eski İran’da hükümet eden krallar sınıfının birincisi Pîşdadîyan olup, Keyomers, Huşeng, Tahmures ve Cemşid bu soydandır. Ünlü Rüstem-i Zal da bu soy zamanında yaşamıştır. Cemşid’i bir hükümet darbesiyle tahtından düşürerek yerine geçen Dehak, halka zulüm ve aşırı bir baskı yapmaya başladı. Her gün ülke halkından bir-iki çocuğu keserek yemek, Dehak’in bir zevki idi. Bütün ülke halkı, onun bu akla sığmaz zulmünden usanmış ve bir kurtarıcının ortaya çıkmasını beklemeye başlamıştı. Sonunda Kawe adında bir demirci meydana çıktı, deri önlüğünü bir sırığın başına takarak sokaklarda dolaştı ve halkı “zulme karşı başkaldırma”ya teşvik etti.

Tüm halk Kawe’nin arkasına düşerek Zalim Dehak’i öldürdü ve Fereydun adındaki şehzadeyi tahta çıkardı. Ülke de böylece bu zulümden kurtulmuş oldu. Kawe’nin bayrak olarak kullandığı deri, “Direfş-i Kawyanî” adiyle halk katında kutsal tanındı. Bir söylentiye göre Kadisiye Savaşında Arapların eline geçen “Direfş-i Kawyanî”den herkes bir parça keserek uğurlu olsun diye korumak üzere aldığından, bugün bayrak yoktur.

Kawe’nin Kürd olduğu, tarihsel incelemelerle sabittir. Şu halde Kawe “ulusal kahramanımız”, Dehak’e karşı başkaldırdığı gün de bir “özel günümüz” oluyor.

[1] Jîn, Sayı: 25: Birinci Sene, 2 Teşrin-i Evvel 1335, Osmanlıcadan çeviren: M. Emin Bozarslan

[2] Jîn, Sayı: 25: Birinci Sene, 2 Teşrin-i Evvel 1335, Osmanlıcadan çeviren: M. Emin Bozarslan