Bugün bazıları, eleştirel düşünen herkesi “MİT ajanı” olmakla suçluyor. Oysa Öcalan’ın 2013–2015 arasında İmralı’da kayda geçen sözlerine bakıldığında (Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa - İmralı Notları), devletin istihbarat aygıtına yönelik en sistematik övgülerin bizzat kendisinden geldiği açıkça görülür.

Onun söyleminde MİT; “direnişçi”, “reforme olmuş”, “çözüm yanlısı” ve “devlet içindeki en akıllı kurum” olarak tanımlanır.


1. MİT’i Darbeden Kurtaran Öcalan

Öcalan kendini yalnızca barış sürecinin değil, bizzat MİT’in de kurtarıcısı olarak sunar:

“Darbeyi önledim. MİT’i düşürselerdi Türkiye’de tüm kaleler düşmüş olacaktı. Hakan Fidan tutuklansaydı sonra sıra Başbakan’a gelecekti. Benim bu süreci canlandırmam darbeyi engelleme sorumluluğu duymamdandır.” (s.17)

Bu sözlerle Öcalan, MİT’i “devletin kalesi” olarak tanımlar ve kendini o kaleyi ayakta tutan özneye dönüştürür. Yani devletin en stratejik kurumunu çöküşten kurtardığını ilan eder.


2. “Direnişçi” ve “Reforme Olmuş” Bir MİT

Öcalan’ın anlatısında MİT artık eski MİT değildir; askerî vesayetten kurtulmuş, “direnişçi” bir kurumdur:

“Kontrgerilla ABD merkezlidir. Yargı ve emniyeti ele geçirdiler. MİT askerden güçlü çıktı. Savcı çağırdı, gitmediler. Bana göre bu bir direniştir.” (s.20)

Bu cümle, MİT’i ulusal bağımsızlığın taşıyıcısı olarak konumlandırır. Öcalan’ın ifadesiyle MİT artık “direnişçi”dir, yani ABD ve Cemaat etkisine karşı duran bir güç.


3. Hakan Fidan’a Övgüler: “Entelektüel, Usta, Samimi, Ciddi”

Öcalan defalarca Hakan Fidan’ı yüceltir:

“Ayrıca Hakan bey entelektüel biridir... Fikir söylerler ama dayatmazlar. MİT reforma uğradı, değişti artık.” (s.45)

“Hakan bey samimi geliyor bana.” (s.99)

"Hakan Bey bu işleri ustaca bilir." (190)

“Hakan beyde görülen ciddiyet yüksek. Siyasi arenaya da giriyor artık. Umarım bu yaklaşımını siyasete de taşıyabilir.” (s.415)

Burada açıkça Fidan, devletin “akıllı yüzü”, “çözüm üreticisi” olarak yüceltilir.


4. Emre Taner ve Hakan Fidan: “Devlet İçinde İki Akıllı İnsan”

“Devlet içinde iki tane akıllı insan çıktı: Emre Taner ve Hakan Fidan.” (s.225)

Öcalan’a göre devletin akıl merkezini oluşturan bu iki MİT müsteşarı, “demokratik çözüm”ün taşıyıcılarıdır. Onları övmesi sadece kişisel sempati değil; MİT’i devletin “yenilenmiş yüzü” olarak meşrulaştırma çabasıdır.


5. MİT’i Suçlardan Arındırmak ve “Paralel Devlet”e Yüklemek

Öcalan, MİT’in karıştığı iddia edilen her olayda kurumu temize çıkarır. Sakine Cansız cinayetinde dahi MİT’i korur:

“Sakine cinayeti de bu tür grupların işidir... Sterk TV ‘MİT kaynaklı’ demiş. Pek mümkün değil ama düşüneceksiniz... Demek ki darbe hâlâ devam ediyor.” (s.17)

Benzer biçimde:

“Devletin de hepsi sorumlu değil. Şimdi tüm suçları MİT’e yıkıyorlar. İşte şimdi Hakan’a suçu yüklüyorlar. Milyonda bir de olsa benim de kuşkum var.” (s.242)

Burada Öcalan, MİT’i sistematik biçimde aklar; Roboski, Paris, Yüksekova gibi olaylarda da suçu “Cemaat”e yükler:

“Roboski, Paris, 6–7 Ekim... bunların hepsi MİT’e yıkılmak isteniyor. Bunların hepsini Cemaat yapıyor.” (s.407)

Bu savunma çizgisi, MİT’i “temiz”, “vatansever” ve “demokratik çözüm yanlısı” bir güç olarak yeniden kurar.


6. KCK’nin Kuruluşu: Emre Taner’le “Yasal Çerçevede”

Öcalan, KCK’nin kuruluşunu dahi MİT’le eşgüdüm içinde tanımlar:

“Demokratik çözüm istiyorsanız demokratikleşmenin önünü açın. Emre’ler zamanında da KCK’yi bu şartla inşa ettim.” (s.239)

“Bunlar şimdi KCK’yi MİT kurdu diyorlar... Burada biz E[mre]… beylerle tartıştık. Onlara yeni bir örgüt gerekiyor dedim. PKK illegal kalıyor. Legal örgütü KCK olarak kuracaktım.” (s.421)

Bu cümleler açık biçimde, KCK’nin devletin bilgisi ve rızasıyla, Emre Taner’in dönemiyle bağlantılı olarak doğduğunu gösterir.


7. Kobani’nin Kurtuluşu: MİT’in Müdahalesi

Öcalan, Kobani’nin kurtuluşunu bile MİT’e mal eder:

“29 Kasım’ı da hatırlayalım... MİT’in özel müdahalesi oldu. Zaten Kobani’yi de o kurtardı. Ben ilk defa burada söylüyorum.” (s.406)

Yani MİT yalnızca barış sürecinin değil, sahadaki askeri direnişin de belirleyici gücü olarak sunulur. Bu söylem, devletin güvenlik aparatını “Kürt halkının kurtarıcısı” konumuna taşır.


8. MİT’in Yeniden Yapılanması ve Sürecin Sahipliği

“Ben hem Emre Taner hem de Hakan Fidan’ın duruşunu gördüm. MİT’in yeniden yapılanmasını gördüm ve bu süreci başlattım.” (s.264)

Bu ifadede Öcalan, MİT’in dönüşümünü hem gözlemleyen hem de “başlatan” aktör olduğunu iddia eder. Böylece kurumun yeniden yapılanmasını kendi siyasi vizyonuna bağlar.


9. Hakan Fidan’ın Siyasete Taşınması: Öcalan’ın Onayı

“Sanırım Hakan Bey de Dışişleri Bakanı olacak... Önemlidir. Tek başına bu işe başladı... Bulunduğu kurum önemlidir, ama Dışişleri Bakanlığı da önemlidir.” (s.349)

Burada Hakan Fidan’ın yükselişi, Öcalan tarafından “stratejik” bir kazanım olarak onaylanır. Bu da onun MİT’e ve temsil ettiği devlet aklına duyduğu güvenin ifadesidir.

Gerçek MİT Söylemi Kimin?

Öcalan’ın İmralı Notları’ndaki bu ifadeler, MİT’e dair açık bir meşrulaştırma, savunma ve sahiplenme çizgisi oluşturur.

Kendini MİT’i ve devleti “darbelerden kurtaran”, MİT’i “direnişçi” ilan eden, MİT yöneticilerini “entelektüel” ve “samimi” olarak tanımlayan bir lider figürü vardır karşımızda.

Bugün Öcalan’ı eleştiren herkese “MİT ajanı” diyenlerin, önce şu soruyu sorması gerekir:

Kim MİT’i daha fazla savunmuştur?

Kobani’yi MİT’in kurtardığını, KCK’yi Emre Taner’le birlikte kurduğunu, MİT’in “direnişçi” olduğunu, Hakan Fidan’ın “entelektüel” olduğunu söyleyen ben miyim, yoksa Öcalan mı?

İşte bütün bu alıntılar ortada.

Gerçek metinler yalan söylemez.

https://kurdipedia.org/files/books/2016/93942.PDF...