I- Yaşar Kemal'in Yaşamı ve Sanatı
Yaşar Kemal (1923-2015), Türk edebiyatının en önemli isimlerinden birisidir. Eserlerinde Anadolu'nun sosyal ve kültürel dokusunu epik bir üslupla işlemiştir. Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli’dir, 1923'te Osmaniye'nin Hemite köyünde doğmuştur. Kürt kökenli bir aileden gelen Yaşar Kemal, çocukluğunda yaşadığı trajediler (babasının bir cinayete kurban gitmesi ve sağ gözünü kaybetmesi) ile erken yaşta hayatın acımasız yüzüyle tanıştı. Bu acılar ve zorluklar, gözlemler, eserlerine derin bir psikolojik ve toplumsal bakış açısı ve anlatımı (sosyal gerçekçilik) kazandırdı.
Yaşar Kemal, edebiyata şiirle başladı. 1940'larda Adana'da folklor derlemeleri yaparak Anadolu'nun sözlü kültürünü tanıdı, ağıtlar yaktı, aşıklarla yarıştı. Bu dönemde Pertev Naili Boratav ve Abidin Dino ve Güzin Dino gibi isimlerle dostluk kurdu ve böylece edebi kimliği şekillendi.1951'de Cumhuriyet gazetesinde röportaj yazarlığı yaparken kendisine "Yaşar Kemal" adı verildi. Bu dönemde, Anadolu insanının sorunlarını gazetecilikle harmanlayan bir anlatım geliştirdi. Dengbêj ve Aşıklama tarzlarıa vakıf olan Yaşar Kemal, kendisine özgü sözlü anlatım tarzında bir edebiyat dili/anlatımı oluşturdu.
Yaşar Kemal'in edebiyat dünyasında yükselişi, romanı İnce Memed ile başladı(1952). Bu eser, otuz iki yılda tamamlanan dört ciltlik bir destan olarak, Türk edebiyatının "gelmiş geçmiş en iyi romanı" seçildi.
Yaşar Kemal, romanlarında sadece toplumsal çatışmaları değil, doğayı da bir karakter gibi işleyerek ekososyolojik bir bakış sunar. Örneğin, Yılanı Öldürseler'de Çukurova'nın coğrafyası, olay örgüsünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Politik duruşu nedeniyle defalarca yargılanan ve eserleriyle evrensel bir etki yaratan Yaşar Kemal, Türkiye’den Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk yazardır. Eserleri kırktan fazla dile çevrildi ve sinema filmi oldu, tiyatrolarda sahnelendi.
Yaşar Kemal'in sanat anlayışı, "toplumcu gerçekçilik" ile mitolojik öğelerin sentezine dayanır. Yılanı Öldürseler eseri bu bağlamda, töre cinayetlerini psikolojik derinlikle ele alan bir başyapıttır. Yaşar Kemal, eserleriyle Anadolu'nun sesi oldu ve çokça eser yazdı.
II- Yılanı Öldürseler
1. Eserin Temel Yapısı ve Konusu
Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler (1976) adlı eserinde olay, Çukurova/Toroslarda geçmektedir. Sosyal bir yarayı etkili bir üslupla anlatan eser, farklı açılardan birçok araştırmaya konu olmuş, farklı dillere çevrilmiş, sahnelenmiş ve sinemaya uyarlanmıştır. Eser, Cumhuriyet gazetesinde tefrika edildiği sırada Abidin Dino’nun desenleriyle zenginlik ve derinlik kazanmıştır. Roman, Yaşar Kemal’in Kozan Hapishanesi’nde (1950) tanıştığı bir çocuğun gerçek hikâyesinden esinlenerek yazılmıştır. Eser, bir aşk üçgeni, kan davası ve toplum baskısıyla şekillenen kurgulanmış bir intikam ve kan davasının öyküsüdür.
Olay Örgüsü:
- Abbas ile Esme’nin aşkı ve ailenin evliliğe izin vermemesi. Sonrasında yasak aşk.
- Abbas’ın hapse girmesi ve Halil’in Esme’yi kaçırarak nikâhlaması
- Esme’nin Halil’le evlenmeye mecbur olması ve oğlu Hasan’ın doğumu.
- Abbas’ın hapisten kaçıp Halil’i öldürmesi ve Esme’nin suçlanması.
- Büyükana ve amcaların Esme’yi öldürtmek için Hasan’ı telkin etmesi, gelenek/çevre baskısı.
- Hasan’ın psikolojik çöküşü ve annesini öldürmesi, cezaevine girmesi.
2. Önemli Karakterler ve Rolleri
Hasan: Masum ve çaresizdir, çevre baskısıyla ezik, suskundur, kâbuslar görür, telkin altında, intikama mecburdur. Babaanne tarafından intikam almak için sevilmekte ve telkin yapılmakta, amcası Mustafa erkeklik algısı bakımından Hasan’ı eğitmektedir. İntikamın hedefi annesi Esme’dir. Hasan, uygunsuz davrandığı ve babasının ölümüne sebep olduğu için anası Esme’yi gelenek/töre gereğince öldürmek zorunda kalmıştır. Hasan; ruhen ve pratikman babasının kanını yerde bırakmamak için yetiştirilmektedir. Hediye edilmiş tüfekle, Anavarza’da her canlıya ateş etmekte ve öldürmektedir. Toplum baskısı, kâbuslar ve babasının hortlaması gibi folklorik söylemlerle Hasan’ın ruh dünyasında tufan kopmaktadır. Nihayetinde Hasan tetiği çekmekte ve annesi Esme’yi öldürmektedir. Sonrası Hasan’ın serüvenidir.
Hasan Cezaevinden çıktıktan sonra
Yılanı Öldürseler, Anadolu’da yaşanan töre cinayetlerini, toplum baskısını, kan davasını konu alır. Yaşar Kemal, farklı anlatımlarla özgünlüğünü ortaya koyar ve diyor ki, “her eser/konu üslubunu beraberinde getirmektedir”. Yaşar Kemal, Anadolu Çocuğu yazısında Hasan’ın sonraki durumunu anlatıyor: “Hasan beni aramış, buldu. Hali vakti çok yerindeymiş. Üç tane biçerdöveri varmış, beş traktörü, bilmem kaç dönüm tarlası… Kocaman bir konak yaptırmış ki heeyy, konak derim sana… Otuz dönümlük portakal bahçesinin içindeymiş. Evlenmiş, çok güzel bir karısı varmış. Altı da çocuğu olmuş, üçü erkek üçü kız”.
Anasını öldüren Hasan, öldürerek var olmaya çalışır ve böylece toplumda ezik/düşkün olmaktan kurtulur saygın duruma gelir. Gelenek baskın çıkmış (mahalle baskısı) ve maalesef Hasan anasını öldürerek toplumsal kabul görmüştür.
Esme: Güzelliği dillere destandır, peri gibidir. Âşıkları yarıştadır, Abbas ile sevgilidir, fakat ailesi razı değildir. Aşkı uğruna Abbas cezaevine girer. Bu arada diğer aşık Halil Esme’yi kaçırır, evlenir ve Hasan doğar. Esme birkaç kez kaçmayı dener, yakalanır ve başarısız olur. Abbas’la gizliden görüşür. Kocası Halil’in Abbas tarafından öldürülmesinden sonra Hasan’ı alarak evden kaçmak ister, başaramaz. Geleneğe göre kan davasına sebeptir ve intikamın hedefidir, oğlu Hasan elinden ölecektir.
Abbas: Saf bir aşkın mağdurudur, bu uğurda hapse düşmüş ve kaçarak Anavarza Kalesine sığınmıştır. Esme’yi takip etmekte ve istemektedir. Birkaç kez gece Halil’in evininin önünde Esme’yi beklemektedir. Bir akşam yemeği sırasında Halil’in evine gelir, sofra üzerinde iken pencereden Halile ateş eder ve öldürür, içeri girer, Esme’nın kolundan tutup Anavarza’ya kaçırır.
Abbas, Halil’in kardeşleri tarafından Anavarza’da öldürülür, cenazesi köye getirilerek ortaya atılır, teşhir edilir, otopsi yapılır, gömme izni verilir, kimse gömmez. Esme cenaze ile birlikte getirilmiş, şiddet görmüş, darp ve tahkir edilmiştir. Esme yanına birkaç yanaşma alarak ve Abbas’ın cenazesini bir çuvala koyarak Anavarza’ya götürür ve defneder, eve döner. Bir süre sonra işin başına geçer ve kimseye muhtaç olmadan vaziyeti idare eder. Yalan, dolanlara aldırmaz.
Büyükana: Halil’in annesi ve geleneğin/törenin temsilcisidir. Oğlu Halil’in kanı yerde kalmamalıdır. Töreye göre erkek oğul öç alacaktır ama Hasan çocuktur, körpedir. Babaannenin nazarında Halil’in ölümüne sebep Esme’dir ve ondan intikam alınmalıdır. Telkin ile ve çevre baskısıyla Hasan annesi Esme’yı öldürmelidir. Hasan çocuktur, telkin ve baskılar altında bunalımdadır. Ama sonunda tetiğe basacak, onuru kurtaracaktır.
Halil: Köyün genç ve zenginidir, peri gibi olan Esme’ye gönül kaptırır, birkaç adamıyla birlikte Esmenin evine baskın yapar ve kızı kaçırır, nikâhlar, evlenir ve Hasan doğar. Sonunda Halil, Abbas tarafından vurularak öldürülür.
3. Sonuç ve Genel Değerlendirme
Yılanı Öldürseler, bir yandan epik bir destan, diğer yandan psikolojik bir dramdır. Eserde birçok sorun/konu iç-içedir, farklı yönlerden değerlendirmek mümkündür. Olay örgüsü, anlatım tekniği ve dili, çocuk fail, cezaevi iklimi, mekân yapısı, örf ve adetler, kan davası, kadının rolü, güzellik, aşk ve yasak aşk, ihanet, sosyolojik ve psikolojik durumlar, aile dayanışması, toplumsal baskı, yaşama tarzı, eğitim ve ekonomik gelişmişlik ayrı ve önemli inceleme başlıklardır.
III- Yılanı Öldürseler’in Kürtçe Çevirisi ( Salihê Kevirbirî[1] )
Yaşar Kemal’in dili ve anlatımı, betimlemesi; özeldir, güzeldir, sözlü anlatımın yazılı şeklidir, epiktir, şiirseldir, yereldir, folkloriktir, bilimsel araştırma konusudur. Yaşar Kemal, Türkçenin ve Kürtçenin değişik şive ve ağızlarını bilmekte ve kullanmaktadır, halk kültürünün ustasıdır. Esere, anlatıma yaşamından anı-maya katmakta ve adeta uzun nefesli destan/şiir yazmaktadır. Birçok ağacın, börtü-böceğin, otun, kokunun, rengin adlarını yazmakta, bununla anlatımı güçlendirmekte ve yerelden evrensele çıkmaktadır.
Yaşar Kemal, bir Halk Kütüphanesinde kâtip olarak çalışmış ve kimse kitap okumaya gelmeyince, kitaplar, ansiklopediler öksüz kalmasınlar diye her birini tek tek sevmiş ve ansiklopedi maddelerini bile okumuştur. Bu dönem Yaşar Kemal için bir üniversite olmuş ve dünya klasikleri ile tanışmıştır. Bunları örnek alarak, kendi usulünce yazmış ve usta dostlarının ikazlarına önem vermiştir. Böylece, ırgat, işçi çavuşu, çeltik tarlasında su saati kontrolörü bir edebiyat ustası olmuş, derlemeler ve röportajlar yapmıştır.
Çukurova’nın dağını taşını, ağacını ve kovuklarını, tepe-vadi ve koyaklarını bilen adlandıran, betimleyen Yaşar Kemal; İstanbul’a gidince ve denizi çocukları görünce onların hallerini, Van’da mağaralarda yaşayanları, dönemin sosyal gerçeklerini yazmıştır. Ağanın beyin zulmüne tanık olan Yaşar Kemal, halktan ve haktan yana tavır almış, şehirlerde ve döneminde romanının kahramanı İnce Memed olmuştur.
Yaşar Kemal Türk ve Kürt efsanelerini, ağıtlarını, destan ve öykülerini harmanlamış ve eserin kahramanlarını halkın dilindeki anlatımlarıyla isimlendirmiştir (Lek Kürdü Abbas,T at Kürdü ve Kürt Silo). Bu dönemde Kürt demek yasaktır ve mahkûmiyettir. Fırat Kan Akıyor, Baksana, Karıncanın Su İçtiği Yer bu direnişe örnektir. Yaşar Kemal Anadolu’nun Sesi’dir.
İşte bu örnek, ender ve özge yazarın eserlerini bir başka dile çevirmek çok özellik ve yetenek istemektedir. İşte bu ağır ve şerefli yükü/ ödevi Salihê Kevirbirî yüklenmiştir. Duraksamadan, dökmeden, başarıyla, aynı akıcı destansı üslupla Ağrı Dağı Efsanesi’ Kürtçe yayınlamıştır.
Salihê Kevirbirî, Kürtçe yazmakta, eşzamanlı Kürtçe-Türkçe çeviri yapmakta, deneyimli, bir yazar, aktör, gazeteci, sözlü anlatıcıdır. Çevirilerinde Dengbêj sedası, tasviri, akışı, sıcaklığı vardır. Yaşar Kemal’in eserleri, Anadolu’da aşiret düzenindeki olaylar ve anlatımlar, modernize edilmiş sözlü anlatım şeklinde yazılmıştır. Yaşar Kemalin her esrinin dili akışı kendisine göredir, her eseri kendi diliyle gelmiştir.
İşte çevirmen Salihê Kevirbirî, Yaşar Kemalin Yılanı Öldürseler adlı eserini büyük bir başarıyla, aynı tonda heyecan ve akıcılıkta Kürtçeye çevirmiştir. Yaşar Kemal’in söz ve hal/durum anlatımlarına Kürtçe uygun karşılıklar bulmuş ve aynı zamanda Kürtçeye katkı sunmuştur. Çevirmenden Yaşar Kemal Külliyatını Kürtçeye çevirmesini umut ediyoruz. Yaşar Kemal’i izleyecek Kürt ediplerin de ummana kavuşmasını ve yerelden evrensele çıkmasını beklemekteyiz. Bu gibi çeviriler, Kürtçenin dünya dilleri arasındaki konumunu, önemini güçlendirecektir. Heyecanlı ve ibretli okumalar dileğiyle…
Kaynakça
Arseven,T:(2018). Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” Adlı Romanı Üzerine Bir İnceleme. Folklor/Edebiyat Dergisi. 24(95), 57-65.
Çiftlikçi, R: (1997).Yaşar Kemal Yazar-Eser-Üslup.Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Onural, E.(2017).Yaşar Kemal’in Romanlarının Tema, Zihniyet, Yapı ve Anlatım Bakımından İncelenmesi.Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi).
Seferoğlu E. Anadolu Çocuğu’nun Bilinen Hikâyesi: Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler Romanı. (2022),Cumhuriyet Dönemi Roman Okumalrı-II(1950-1980),479-496, Kesit Yayını, İstanbul. www.kesityayinlari.com
Şişman,G.(2021).Cinsel Kimlik ve Yönelimler: Bilge Karasu Anlatılarında İlişkiler Ağı. Monograf Dergisi 1(15), 14-34. Yaşar Kemal: (2022).Yılanı Öldürseler. 44.Baskı, İstanbul, Yapı Kredi Yayınlar
[1] Salihê Kevirbirî (1975) Batman'da doğdu. Eğitimini farklı şehirlerde tamamladı. Rojnameya Welat (1992) ve daha sonra Welatê Me, Azadiya Welat(Yazı İşleri Sorumlusu-1997) gazetelerinde çalıştı.
Kevirbirî, PEN Kurd Merkezi, Uluslararası PEN ve İstanbul Kürt Enstitüsü’nün üyesidir. Ayrıca, Kafkasya, Orta Asya ve eski Sovyet coğrafyasındaki Kürtler üzerine belgesel çalışmaları yürütmekte ve 35 belgesel film üretmiştir2014-). Kevirbirî, Kürtçe ve Türkçe olarak çok sayıda eser verdi. Kürt kültürü, müziği ve sözlü tarihi üzerine çalışmalar yaptı, biyografiler, derlemeler ve romanlar yayınladı.
Eserleri: Filîtê Quto (2001): Kürtçe şiir ve hikâyeler. Karapetê Xaço (2002): Ermeni asıllı Kürt dengbêj Karapetê Xaço.(Almanca ve Farsçaya çevrilmiştir) Bir Dünya Ozanı: Şivan Perwer (2004) Hevîrtirş (2009): Makale ve denemeleri Teyîba Min (2009): Röportaj ve araştırma yazıları Yaşar Kemal'in "Ağrı Dağı Efsanesi"nin Kürtçeye çevirisi. Antolojiya Dengbêjan (Dengbêjler Antolojisi), "Koçero" Romanı üzerinde çalışmaktadır.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazın.