PeyamaKurd – Son günlerde bazı malum çevreler tarafından hedefe konan Kürtlerin vefakar ve sadık dostu İsmail Beşikçi bu defa ‘açık bir mektup’üzerinden hedef alındı. Beşikçi’nin geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir yazısında PKK’ye yönelik eleştirileri ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin egemenliğini tanıma önerisi, durumdan rahatsız olan çevreleri ayağı kaldırmış durumda.

Bu çevreler sadece PKK kanadı değil PKK ile aynı kulvarda koşan ve PKK’nin paydaşlığını yapan Ahval ve benzeri yayın gruplarının da baş gündemleri arasında eklemlenmiş vaziyette.

PKK medyası Özgür Gelecek sitesi Beşikçi Hoca’ya yönelik “açık bir mektup” yayımlayarak, Sarı Hoca’yı hedef almış durumda. Söz konusu mektupta hem Beşikçi hakkında akıl almaz sözler yer alırken hem de Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) yönelik abesle iştigal iddialar yer almakta. Ayrıca Mahmur konusu da her zaman olduğu gibi yalan yanlış bilgiler mektuba iliştirilmiş.

Mektupta yer alan, “…Kısaca özetlemek gerekirse, KDP’nin Türk devletiyle ekonomik ilişkileri -ki günde yüz milyon dolarlık petrol sevkiyatı söz konusudur- ortadadır” cümlesi de gülünçtür.

Petrol satışları aksilik çıkmadığı takdirde yılın 330 günü yapılır. Kısa bir matematik hesabı yaparsak günde 100 milyon Doların ayda 3 milyar, yılda ise 33 milyar Dolara tekabül ettiğini buluruz. Ki Irak’ın genel petrol satışı dahi bu meblağ da değildir. Güney 33 milyar Dolar elde etse ne diye Bağdat ile ekonomik problemler yaşasın?

Hadi diyelim  günlük 100 milyon Dolar satış yapılıyor. Onun için mi Güney’in Behdinan bölgesinden geçen petrol boru hatlarını patlatıp üstlendiler. Bu durumda Kürtlük bilinçi nerede? O petrol gelirlerinden ekmek yiyen Kürt halkını düşünmek nerede?

“Yeni hedef İsmail Beşikçi Hoca” 

Özgür Gelecek sitesi söz konusu mektubunda 17 yılını zindanlarda geçirmiş İsmail Beşikçi’ye yönelik, “Sayın Beşikçi’nin bunca ağır bedel ödemesinin yanında bedel ödediği Türk devletini yeterince çözemediği bir gerçektir” tarzında gülünç bir cümle kuruyor. Beşikçi’nin kendisi bile bu cümleye gülüp geçmiştir.

Çünkü ‘bir şeyin bedelini ödemek ile o şeyin eleştirisini yapmak arasında ‘çekilen cezanın ve gerçekliğin kendisi mevcuttur.’

Mektupta geçen, “Türk devleti ve KDP ilişkisindeki yaklaşım tarzı sizi ciddi yanılgılara sürüklemektedir… Beşikçi, bugün Kürt sorununda ikircikli bir tavır almış, Barzani yanlısı bir tutum içerisinde olaylara yaklaşmaktadır…” sözleri de İsmail Beşikçi’nin KDP’ye yakın olduğu algısı izlenimini göstermektedir. Oysa hoca KDP’ye değil, milliyetçi tarafa yakındır. KDP’de Kürt milliyetçiliğini Kürdistan’ın bağımsızlığını isteyen bir partidir.

İsmail Beşikçi’yi sadece KDP çizgisindeymiş gibi lanse etmek onun gibi bir bilim insanına yapılan en büyük hakaretlerdendir.

Çünkü hoca, bugün KDP’ye yaptığını 80’li yıllarda PKK’ye de yapıyordu. Bunu en iyi bilenler de ‘açık mektubu’ yazanlardır. 

‘Mahmur ve yanlış bilgiler’ 

Söz konusu açık mektupta, Mahmur’a ilişkin kendi pencerelerinden bilgiler verilerek şu ifadeler kullanmış, “Eğer gayri milli güç arıyorsanız KDP-YNK çizgisinde aramak daha mantıklı olur. Kürtler arası birlikten bahsederken KDP’nin yanı başındaki Maxmur kampında yaşayan, kendi topraklarında mülteci olan insanlara yapılan zulme bakmak lazımdır.” 

Bir defa şu kısım iyi bilinmeli. Mahmur’da PKK tarafıdan tayin edilen bir yönetim vardır ve bu yönetim Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin öneri ve direktiflerini tanımamakta ısrar etmektedir.

Üstelik Erbil’de cereyan eden eylemlerin çoğunun çıkış noktası da Mahmur’dur ve orada planlanmaktadır. Yani Mahmur bir nevi Kandil’in arka bahçesi olarakta kullanılan bir yerdir.

Bunu fark eden de Birleşmiş Milletlerin (BM) kendi yetkilileridir. Durumu fark eden yetkililer Mahmur’da bulunan bürolarına kilit vurup bölgeden ayrıldılar. Kaldı ki mülteci konumunda olan Mahmur Kampı verilerini BM’ye iletmek zorunda olan bir yerdir ve bilgiler dahi BM’ye iletilmiyor.

Bakın burayı iyi analiz etmek gerek “mesele KDP’nin ambargosu değil, PKK’nin orada bir hükümet gibi davranması meselesidir.”

Söz konusu mektupta Mahmur’a ilişkin verilen dezenformasyonlar, Erbil Hükümetinin gerçeğini dile getiren İsmail Beşikçi Hoca’ya yapılan en büyük haksızlıktır. O mektupta, Mahmur üzerinden de hocaya yükleniyorlar.

Kürdistan Hükümeti Mahmur halkına düşmanlık yapsaydı nasıl oluyor da Mahmurlu 1500-2000 civarında genç Erbil-Duhok üniversitelerinden mezun oluyor? Hem de PKK Mahmur yönetiminin verdiği lise diploması ile? 

“Kasım Süleymani ve KDP-YNK iddiası” 

Açık Mektupta, referandum meselesi hakkında da yanlış bilgilere yer veriliyor. Söz konusu mektupta Beşikçi hocaya, “…Oysaki 15 Kasım günü KDP-YNK temsilcileri ve Kasım Süleymani’nin katıldığı toplantıdan bir gün sonra bu kentler teslim edilmedi mi?” şeklinde iddia içeren bir soru yöneltiliyor.

KDP ve YNK referandum konusunda birçok kez toplandılar. Ancak Kasım Süleymani’nin dahil olduğu bir tek toplantıda bile KDP hazır bulunmadı.

Size pek kimsenin duymadığı bir bilgiyi de açıklayalım. Referandumdan 3 gün önce Süleymaniye’nin kazası olan Dukan’da KDP-YNK arasında bir toplantı yapıldı. Toplantıyı haber alan Kasım Süleymani, 3 Barzani’ye yönelik bir ‘Suikast girişimi’ planladı. Ama söz konusu suikast YNK’li bazı yurtseverler tarafıdan engellendi. 

Durum bundan ibaret iken, bırakın KDP’nin Kasım Süleymani ile toplantı yapmasını her hangi bir görüşmesi dahi söz konusu olamaz. Birçok siyasetçi de biliyor ki Kasım Süleymani, öldürülme anına kadar da Kürdistan’daki toplantı ve görüşmelerini YNK’nin malum kanadı ve Kandil ile gerçekleştiriyordu.

“Ahval ve türevleri, Kürt meselesine PKK gözü ile bakıyor”  

‘Beşikçi’ye açık mektup’ yazında göze çarpan bir diğer ayrıntı ise, Sol yapılanmanın 1970’li yıllardan beri tekrarladığı anti-Amerikancı yaklaşımı Kürtlere kabul ettirme cümleleri.

Ama unutulmamalıdır ki ister Güney Kürdistan isterse Güneybatı Kürdistan olsun, ABD ve müttefikleri olmadan Kürt halkının elde ettikleri kazanımların yaşama şansı yoktur.

Özgür Gelecek vb… medyada yayınlanan yazıları kendi görevleriymiş gibi ibadet misali sitelerinde ‘cımbızla çekilmiş başlıklar ile servis eden’ Ahval ve türevleri, yılların mücadelesi ve davası olan Kürt meselesine PKK gözü ile bakmakla büyük bir yanılgı içerisinde yer aldıklarını bilmiyorlar. 

Oysaki Kürt-Kürdistan meselesi PKK’den de, KDP’den de büyük bir davadır. ‘İsmail Beşikçi’ye ‘açık mektup’ yazısı, Beşikçi Hoca’nın şahsında Kürt milletinin milliyetçi kesimine düşman gözü ile bakmaktan, tek merkezci yapılanmadan, gerçekleri çarpıtmaktan başka bir şey değildir.

İsmail Beşikçi Hoca demokratik devletçi değil, her Kürt gibi Kürttür ve Kürdistan’dır. 

Kaynak: http://peyamakurd.info/Analiz/acik-mektup-ne-anlama-geliyor-hedef-besikci-ve-kuert-milliyetcileri-mi?fbclid=IwAR2I_NbCtuDPr0_FRF4uDUyxHyhOrwtkZtOEpUk0WDw_ZYBrC6oBFxutBjw