Kürdistan ve Kürd milleti hakkında söz söylemek yetkisine asla sahip olmayan birtakım sorumsuzların, sürekli yalan dolanları kemali nefretle müşahede etmekteyiz.
Kürdler hakkında, milli unvanlarını kullanmaya yeni başlayan bir kısım kalem erbabının, son zamanlarda yaptıkları sahte hareketi hafife almamak kabil değildir.
Kürde Kürd dememek İslam genel adı altında toplamak siyaseti, bugün en aydınından en cahiline kadar bütün Kürd vatandaşlarımı güldürüyor. Buna inanmalı ve itikat etmelidir.
Kürd, Müslümandır. Ve cenabı resulün ümmetinden bulunmayı medarı iftihar bilir.
Fakat aynı zamanda pekiyi bilinir ki, Müslüman olmak nasıl Arap, Arnavut, Türk ve Laz olmaya mani olmuyorsa, Kürd olmaya da mani değildir.
Kürd; geçmiş ve gelecek hadiselerden aldığı derslerle, pek iyi anlamıştır ki milli kuvvetini tekâmül ettirmezse, bir milli kültür ve medeniyet vücuda getirmeğe muvaffak olmazsa, ölmeğe mahkûmdur.
Bu mahkûmiyetin kesin derecesini izah sadedinde ne yazılsa yetersizdir. Bugün Kürdistan’da bayındırlık ve medeniyet namına ne bulmak kabildir? Bunu bütün hakikat erbabına hatta taraf tutanlara sorarız?
Yol, mektep, banka, hastane velhasıl herhangi bir iptidai ilim ve marifet müessesinden tamamıyla mahrum bulunuyor.
İnsan olmak veya ölmek şıkları arasında içtimai heyetleri seçici bırakan yirminci asır, bu müthiş çağ son kararını vermiştir. Hazır medeniyete uyum sağlamayanlar, sefil ve eriyip gideceklerdir.
Dolayısıyla Kürd ahlakının makbul esaslarını, İslam dinini muhafaza şartıyla, medeni bir zihniyet ve irfan ile donanması lazım geldiğini pekiyi takdir ediyor.
Bu mühim düşüncenin husule gelmesi, hayat bulabilmesi için gerekli bütün teşebbüsleri icra etmeye karar vermiştir.
Hür, mesut, medeni olabilmek ne gibi şartlara dayanırsa, bu şartların tümünü ifa etmeye, hemen icraya amadedir. Bu hususta Kürd:
“Öyle bir şiddeti tasmim ile çıktım ki yola
Karşıma çıksa eğer sengi mezarın dönmem.”
Müthiş beytin nur ve ateşiyle hararet buluyor.
Her fedakârlığı yapmak ve her neye mal olursa olsun yükselmek, bütün Kürd gençliğinin ölmez ve öldürülmez düşüncesidir. Şahsi çıkarlarını, genelin çıkarları üzerinde gören, özel ve genel hayatları lekeli bulunan birtakım şahısların Kürdistan’ı benimsememek hakkındaki yaygaraları, hiçbir fayda sağlayamaz.
Bu gibiler evvela unutmamalıdırlar ki, onları halkın menfaatleri namına söz söylemekten meneden kirli mazileri var.
Henüz şahsi mukadderatı belli olmayan birtakım halleri şüpheli zatların, bütün millet namına söz söylemeleri ne kadar gülünçtür. Biz bu yapılan tezviratın mahiyetine vakıf olduğumuzdan, bütün bu çeşit teşebbüsleri nefretle karşılarız.
Tekrar ve özetle açıklayalım. Kürd; hür ve mesut olmak istiyor. Hür ve mesut edebileceğine Kürdü ikna edecek hükümet, onun hamisi olmalıdır.
Henüz İstanbul sokaklarını temizlemek meselesini yoluna koymaktan aciz olan bu teşkilat ile, ruhi ve milli temayülleri bilinmeyen bir milleti sevip onunla alakadar olmak arzusu, ağlama ve gülmeye sebeptir.
Kürdistan vilayetlerinde yaşayan nüfusun ekseriyeti Kürd değildir diyenlerin iddialarına ise cevap vermeye tenezzül etmeyiz. Resmi ve ilmi tetkikler bu hususta medarı istinadımız olan noktaların temelleridir.
Bir önemli noktayı da izah etmeden geçmeyeyim. Paris’te bulunan Kürd murahhas heyeti reisinin, Sulh Konferansı’na müracaat şekli hakkında, karşı gazetelerden bazıları teessüfe şayan fıkralar yayınladırlar.
Adı geçenin, Türk menfaatlerine uygun surette söz söylemesi, garip görünmüş:
Kürdün Türkü sevmesi tabiidir. Piyer Loti gibi bir ecnebinin Türk hukukunu müdafaa etmesi, ihlas ve samimiyetine Fransızlığına bir gün, Fransa menfaatı hakkında söz söylemesine engel teşkil etmiyorsa, aynı suretle adı geçenin Türk menfaatleri hususunda bazı uygun beyanat ve teşebbüslerde bulunması, Kürdlüğüne zarar getirmez.
Bununla birlikte adı geçen zat, bu hafta gelen Mayn gazetesinde, görüldüğü üzere Türk hukukunu müdafaa etmesi hususunda kendisine tevdi edilen vazifeden istifa etmiş ve Osmanlı memleketleri “yeniden cerrahi operasyona maruz kalarak kendisinden vatanım olan Kürdistan’ın koparılıp ayrılmasını görmeğe mahkûmdur. Kürdistan, birlikte tasarlanan yeni Ermenistan’dan da ayrılacaktır.” demiştir.
Nihayet bir kelime olarak şunu demek istiyoruz ki: Emperyalizmin ham hayaline düşmekten herkes kendini korusun ve kimsenin vatanına başkası göz dikmesin. Meşru olamayan ve haksız emeller yaşamamaya, ölmeğe ve öldürmeğe mahkûmdur.
Osmanlıcadan çeviren: Cemîl Amedî
[1] Serbestî, no: 470, 19 Nisan 1919, s. 2
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazın.