Seîd Veroj/ Kürt basınında ilk dönem-I

0
4685

Gazete ve dergi gibi periyodik yayınlar; yaşamımıza girdiği dönemden bugüne kadar, farklı kültürel topluluklar ve uluslarda kendisi için var olma bilincinin gelişmesine çok önemli katkılarda bulunmuş, aynı zamanda toplumun kültürel, edebi ve siyasi birikiminin en önemeli yazılı kaynaklarını teşkil etmişler. Bu bağlamda Kürt basınının doğuşu, gelişimi ve bilinmeyen yönlerini araştırmak-incelemek, Kürt toplumunun yeterince aydınlığa kavuşamamış kültürel-siyasal üretimini genç nesillere ulaştırmak, yorumlamak ve yeniden üretimine çok önemli katkılarda bulunabilir. Bu çerçevede, Kürt basınının ilk basamağı olarak kabul edilen Kurdistan gazetesinin yayınlanmasının 119. yılı ve Kürt basın haftası vesilesiyle, Osmanlı Devleti son döneminden Cumhuriyet’in ilanına kadar yayımlanmış ve Kürt basını ilk dönemi olarak adlandırdığım bu süreçte ardısıra yayınlanan beli başlı Kürt gazete ve dergilerden söz etmek istiyorum.

Kürt basınında ilk evre olarak adlandırdığım dönem, Kurdistan gazetesinin yayın tarihi olan 22 Nisan 1898 yılında başlar ve 1922’lerin sonlarına kadar devam eder. Yaklaşık 25 yılı kapsayan bu dönemde çok sayıda gazete ve dergi yayınlanmıştır. Bu yayınların birkaç tanesi Kürt aydınlarının bireysel çabaları sonucu çıkmış, diğer önemli bir bölümü ise o dönemde kurulmuş olan Kürt örgütlerine bağlı olarak yayımlanmıştır.

Söz konusu Osmanlı İmparatorluğu son dönemindeki Kürt basını olduğu zaman, çok kısa bir özet şeklinde de olsa II. Abdülhamit dönemi (1876-1908) basın politikasını hatırlatmakta fayda var. Abdülhamit iktidara geldikten sonra genel olarak tüm basına ve özel olarak da Osmanlı bünyesinde yer alan diğer etnik grupların kendi dilleriyle yayın yapmasına, yurt dışında basılmış gazete ve kitapların ülkeye girişine sıkı bir sansür uygulamış. Bundan bütün Osmanlı basını olduğu gibi, ilk Kürt gazetesi olan “Kurdistan” ve ondan sonra gelen “Ummid” gazetesi de kendi payına düşeni aldı.

Şimdiye kadar ortaya çıkmış bilgi ve belgelere göre, Osmanlı döneminde çıkan ilk Kürt gazetesi Kurdistan’dır. Kurdistan’ın ilk sayısı, Hicri takvimine göre 30 Zilkade sene 1315 (1898) yılında Mısır’ın başkenti Kahire’de “El Hilâl Matbaası”nda basılmıştır. Gazetenin kurucusu ve sorumlu müdürü Mikdad Midhat Bedirhan’dir ve künye kısmında Kurdistan adının alt tarafında gazetenin on beş günde bir “Kürtçe” olarak yayımlanacağını bildirilmiştir. Fakat daha sonraları bu yayın periyodu, istibdadın yurtdışı uzantılarının baskıları ve maddi sorunlar nedeniyle ayda bire ya da daha uzun sürelere yayılmıştır.

Kurdistan’ın birinci sayısının künye kısmında gazetenin, “on beş günde bir yayımlanacağı, dilinin Kürtçe olduğu; imtiyaz sahibi ve yazarının Mikdad Midhat Bedirhan” olduğu belirtilmiştir. Ancak 4. sayıdan itibaren bazı yazıların ve özellikle de II. Abdülhamit’e yazılan dilekçelerin Osmanlıca dilinde yayımlandığı görülmektedir. Dört sayı bu şekilde yayımlandıktan sonra, 8, 9, 11, 15. sayıları da sadece Kürtçe olarak yayımlanmış. 24. sayıdan itibaren gazetenin ayda bir yayımlanacağı ve 25. sayıdan itibaren de “Kürdçe ceridedir” ifadesi “Kürdçe ve Türkçe gazetedir” şeklinde değiştirilmiştir. Gazetenin her bir sayısı dört sayfadan ibarettir. Kahire’de yayımlandığı için okurlarına ve özellikle de Kürdistan’a ulaşabilmesi de başlı başına bir problemdi.

Osmanlı yönetimi ve emniyet güçleri tarafından gazetenin Kürtler arasında ve Kürdistan vilayetlerinde dağıtımı yasaklanmıştı. Buna rağmen gazete gizli bir şekilde dağıtılıyordu ve okurlar tarafından dikkatlice izleniyordu. Okur mektuplarından öyle anlaşılıyor ki gazete başta bazı Avrupa ülkeleri olmak üzere İstanbul, Bağdat ve Şam gibi önemli merkezler ile bazı Kürdistan vilayetlerine kadar ulaşmış ve okurları da memnun etmiştir. Bu memnuniyet okur mektuplarının birinde şöyle dile getirilmiştir: “Kürtler neden eğitimde, okuma ve yazmaktan mahrum kalmışlar? Bu düşünceler beni endişelendiriyor; eziyet çekiyorum ve üzülüyorum. Hamdolsun Allaha ki şimdi gazetemiz Kurdistan var ve Kürt milletine hizmet etmek için çalışıyor.” Gazetenin daha fazla okura ulaşması için, imtiyaz sahibi kapak kısmında şöyle bir duyuru yapmıştır: “Her sayıdan iki bin adet gazeteyi parasız olarak Kürdistan’a göndereceğim.”

Kurdistan gazetesiyle ilgili sık sık sorulan sorulardan biri de o dönemde İstanbul Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti, Kürt aristokrat, ulema ve aydın kesimlerinin de merkezi konumunda olduğu halde neden Kurdistan gazetesi İstanbul’da değil de Kürtler ve Kürdistan’dan çok uzak olan Mısır’ın başkenti Kahire’de yayın hayatına başladı? Gazetenin kurucusu Mikdad Midhat Bey’in anlatımına göre, Kurdistan gazetesinin İstanbul’da yayınlanabilmesi için birkaç kez Dâhiliye Vekâleti’ne başvuruda bulunmuş lakin II. Abdülhamit’in İstibdat yönetimi böyle bir gazetenin İstanbul’da yayınlanmasına müsaade etmemiş ve o da mecburen Kahire’ye yönelmiş. Çünkü o zamanlar Britanya Krallığı’nın Kahire yönetimi üzerinde etkisi daha fazlaydı, II. Abdülhamit istediği her müdahaleyi yapamıyordu. Bu nedenle Kahire, Abdülhamit’e muhalif olanların önemli bir kesiminin yöneldiği ikinci bir merkez konumundaydı. Diğer birçok Bedirhan ailesi mensubu gibi Mikdad Midhat Bey de aktif bir İstibdat muhalifi idi ve aile olarak da Kürtler üzerinde önemli bir etkileri vardı. II. Abdülhamit, muhalif bir aristokrat Kürt ailesinin üyesi tarafında İmparatorluğun başkentinde Kürtçe ve Kürtlere hitap eden bir gazetenin yayımlanıp dağıtılmasını istemiyordu.

Kurdistan gazetesinin yayımlandığı yer İstanbul’dan çok uzakta da olsa, Abdülhamit’in istibdat yönetiminin doğrudan veya dolaylı baskısından kurtulamamış. Bu baskılar sonucu gazetenin yönetimi ve yayın yeri sık sık değiştirilmiştir. Gazetenin yönetimi, 6. sayıdan itibaren Mithat Bedirhan’dan kardeşi Abdurrahman Bedirhan’a geçer ve aynı zamanda gazetenin yayın merkezi Kahire’den İsviçre’nin Cenevre kentine taşınır. Cenevre’de 14 sayı yayımlandıktan sonra, gazetenin yayım merkezi tekrar Mısır’a taşınır ve 20. sayıdan 24. sayıya kadar yine Mısır’da yayımlanır. 24. sayıdan itibaren gazetenin yayım merkezi bir kez daha Mısır’dan İngiltere’nin Londra’sına nakledilir ve burada aylık olarak yayımlanır. Gazetenin 24. sayısı Londra’da yayımlanmış ve oradan da güneydeki Folkston kentine taşınmış ve burada da beş sayı yayımlandıktan sonra yayım merkezi tekrar Cenevre’ye taşınmıştır. Gazetenin son iki sayıları Cenevre’de yayımlanır; son sayısı olan 31. sayı 14 Nisan 1902’de yayımlamıştır.

Birinci Meşrutiyet’in ilanından sonra oluşan kısa dönemli nispi özgürlük ortamında, yeğen Ahmet Süreyya Bedirhan yönetiminde eski gazetenin devamı niteliğinde Kurdistan adıyla yeni bir gazete yayımlanır. Bu dönemde haftalık olarak yayımlanan Kurdistan’ın sadece iki sayısı elde mevcuttur; 3. sayı (12 Şubat 1324/25 Şubat 1909) ve 4. sayı da (5 Mart 1325/18 Mart 1909) tarihlerinde yayımlanmıştır. Ancak bu dönemde yayımlanan Kurdistan’ın ne zaman yayına başladığı ve toplam kaç sayı yayımlandığı bilinmemektedir.

Kurdistan gazetesinin içeriğine gelince; zengin bir içeriğe ve yazar kadrosuna sahip olmasa da gazetenin yazım dilinin ağırlıklı olarak Kürtçe olması, Kürt tarihi ve kültürüyle ilgili önemli yazılar yayımlaması, dönemin toplumsal-siyasal durumuyla ilgili makalelerin yayımlanması ve istibdat yönetimine karşı sıkı bir muhalefet yürütmesi en dikkat çekici yönleridir. Kurdistan gazetesinin 9. sayısında “Sebat’ul Mulki Bi’l-E’dl” başlığı altında yayımlanan yazıda, bu muhalefeti çok açık bir şekilde ortaya koymuş ve şöyle demiştir: “Şu an Kürdistan istibdat yönetimi altındadır, sizi yönetenler Abdülhamit tarafından gönderilmiştir. Fakat Kürdistan’ın sahibi sizsiniz!” Bunun yanı sıra toplumsal eğitim ve milli uyanışa vurgu yaparak özellikle çocukların eğitimi, yeni zanaatların öğrenilmesi ve meslek edinme konularında da dikkate değer yazılar yayımlanmış. İşlenen en dikkat çekici konulardan biri de, olası bir Kürt-Ermeni çatışmasına dikkat çekerek Kürtlerin, siyasi iktidarın bu yöndeki kışkırtma ve teşviklerine alet olmaması gerektiği yönünde uyarılarda bulunmasıdır.

Sonuç itibariyle ilk Kürt gazetesi olan Kurdistan’ın serüvenini, bütün içeriği ve yönleriyle bu kısa yazıda anlatabilmek mümkün değildir. Kurdistan gazetesinin yayım hayatına başlaması, emsallerinin ortaya çıkışından çok sonra olmuştur. Gazetenin kurucu ve yöneticilerinin dönemin milliyetçi fikirlerden etkilendiği, yazılarında kültürel bir temelde vatan savunması ve özgürlük vurgusunu öne çıkarttıkları açıkça görülmektedir.

Kaynak: http://www.kurdistan24.net/tr/opinion/ecf2f8f9-8fb8-4b33-ac22-4b070bc8dc76/K%C3%BCrt-Bas%C4%B1n%C4%B1nda-%C4%B0lk-D%C3%B6nem-I-