20. yy. başlarına kadar Batılı araştırmacılar tarafından Kürd dili üzerine yapılmış çalışmalar  

20 yy. başlarına kadar Kürd dili üzerine yapılmış çalışmaların önemli bir kısmı genelde Batılı araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Diğer bir kısmı da dönemin Kürd münevverleri ve alimlerini de içine alan “Şark”lı âlimler tarafından yapılmış çalışmalar ve üretilmiş eserlerdir.  18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyıllarda yapılmış Batı kaynaklı Kürd dili çalışmalarının başında Dal P. Maurizio Garzoni’nin 1787’de Roma’da “Grammatica e Vocabolario Della Lingua Kurda” adıyla basılan eseri gelir. “1762 yılında, bugünkü Musul kentinde misyoner olarak çalışmaya başlayan Garzoni, daha sonra Amadiye iline gitmiş, yaklaşık olarak yirmi yıl yaşamını burada, Kürdler arasında geçirmiştir. 1764-1770 yılları arasında bu eserini hazırlayan Garzoni, daha sonra onu ilk kez 1787 yılında Roma’da yayınlamış. Amadiye yöresinin Kürdçesini bu eserinde ele alan Garzoni’nin 288 sayfalık çalışması, iki bölümden oluşmuştur: Dilbilgisi ve 220 sayıfayı kaplayan İtalyanca-Kürdçe sözlük. Bu sözlükte yaklaşık olarak 4600 sözcük yer alır.”[1] Amerikalı dilbilimci Mc. Carus’a göre yazar bu eserde,  “Kürtçenin çok eski bir lisan oluşuna ve yaşına dayanarak tarihi mukayese bakımından çok eskilere kadar derinlemesine tetkikte bulunmuştur. Gerek transkripsion ve gerekse gramerini etraflıca araştırmış.”[2] Joyce Blau’a göre “Kendi alanında ilk olan bu eser, Avrupa Kürdolojisinin temellerinin ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.”[3]

Alman Bilginleri E. Rödiger ve A. F. Pott’un genel olarak İran dilleri üzerine uzun bir süre uğraşarak yaptıkları geniş kapsamlı çalışmaları, 1850’de Kurdischen Studien, Zeitschrift für die Künde des Morgenlandes adıyla yayınlanır. Bu eserde, Kürdçenin İran dil ailesi içerisinde farklı ve bağımsız özellikler gösterdiği tespitinde bulunurlar. Kürdçe ve Farsçanın ortak bir kökeni olsa bile, bu iki dilin farklı gelişmeleri esnasında bir değişme sürecinden geçerek, iki değişik dil şekline ulaştıklarını belirtiler.[4] Ondan sonra A. J. Güldenstadt’ın, Kürdçe kelimelerin derlemesini içeren “Reisen durch Russland und in Caucasischen Gebürg, St. Petersburg, 1791,  PP. 454-552, Teil II” ve Bela B. Edwards, 1851’de “Notes on the Kurdish Languge” (Kürd Dili Üzerine Notlar) başlığı altında “Jorunal of teh American Oriental Societ 2: 120-123”[5] yayınlanan incelemesi gelir. Ermeni pedagog Haçatur Abovyan’ın (1809-1848) ölümünden kısa bir süre önce Kürdler üzerine yayınladığı seri makaleleri, Rus kürdologlar üzerinde önemli bir etki yaratmış. Abovyan yazılarında Kürdçeyi, Kurmanci ve Zazaca olmak üzere iki lehçeye ayırmıştır. Bundan sonra Ernest Chanter’in 1856 yılında St. Petersburg’da yayınlanan “Recueil de notices et récits Kurdes” adlı çalışması gelir. Genel olarak Rus Kürdolojisinin kurucusu olarak kabul edilen P. J. A. Lerch (1828-1884), Rus ve Osmanlıların Kırım savaşında esir düşen ve Rotislav’da tutuklu olan Osmanlı Kürdistanı’nın çeşitli bölgelerinden Kurmanc ve Zaza Kürdlerle yapılan mülakatlardan oluşan çalışması, “Forschungen über die Kurden und die iranischen Nordchaldäer” adıyla kitap haline getirilir. Kitap, Kurmanci ve Zazaca metin derlemeleri, Almanca çevirileri ve sonunda küçük bir sözlükle birlikte 1857-1858’de St. Petersburg’da yayınlanır. Lerch’ten etkilenen “Viyanalı Friedrich Müller, Kurmanci ve Zazacayla ilgilenmeye başlar ve “Kurmanji-Dialekt der Kurdensprache, Sitzungsberichte der K. Akademie der Wissenschaften, Philolophisch-Historische Klasse” adlı çalışması 1864’te Viyana’da yayınlanır.

Major E. B. Soane, Elementary Kurmanji Grammar, 1919-1

Gerek Kürdçe üzerine yaptığı çalışmalar ve gerekse de topladığı materyallerle oluşturduğu Kürd koleksiyonuyla ünlenmiş ve aslen Polonyalı olan Rusya’nın Erzurum Konsolosu M. Alexandre Jaba’nın 1860’ta St. Petersbourg’ta yayınladığı, Kürtçe yazı ve hikâye örneklerini içeren “Recueil De Notices Et récits Kourdes” adlı çalışması ve M. Auguste Jaba’nın 1879’da Snt. Petersbourg’ta yayınladığı “Dictionnaire Kurde-Français” (Kürtçe-Fransızca Sözlük) gibi eserleri bunların başlıcalarıdır.  Koleksiyonunda henüz yayınlanmamış çok sayıda eserin ve derlenmiş materyallerin de var olduğu bilinmektedir.

Kürd dili üzerine yaptığı değerli çalışmalarıyla bilinen Batılı bilim insanlarından biri de Alman Orientalist ya da diğer bir deyişle Şarkiyatçı Prof. Ferdinant Justi (1837-1907)’dir. Marburg Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan F. Justi, “Kurdische Gramatik” (Kürtçe Gramer) adlı eserini 1880’de St. Petersburg’ta yayınlar. Yazar, ayrıca M. A. Jaba tarafından hazırlanan ve 15.000 kelime civarında olan “Kürdçe-Fransızca Sözlük” üzerinde de çalışmış ve yazmış olduğu bir önsözle birlikte 1879 yılında Petersburg’ta yayınlamıştır.[6] F. Justi’nin “Kurdische Gramatih” kitabında, “Kürd lehçelerini birbiriyle karşılaştırarak, cümle yapılarını, kelimelerin esaslarını meydana koyarak, bu dili İndo-İran dilleriyle bağdaştırıyor. Fonoloji, Morfoloji ve cümle yapılarında bazı hususlarda esaslı neticelere ulaşmış olduğunu görüyoruz. Justi umumiyetle fonolojik yönden mukayeseli inceleme yapmıştır.”[7] Kürd dili üzerine yapılan dilbilimsel çalışmaların ilklerinden biri de, Amerikalı misyoner Samuel A. Rhea’nın “Brief Grammar of the Kurdish Language” (Kürd Dilinin Grameri) Journal of the American Oriental Socity. 10: 118-55” adlı çalışmasıdır. “1851-1865 yılları arasında Hakkari yöresine yerleşen Rhea, buradaki Kürdler ile yakın ilşkiler kurar, Kürdçeyi öğrenir ve gramerini yazar. Aynı zamanda Kürdçe-İngilizce 1600 sözcükten oluşan bir küçük sözlük de bu gramer kitabının sonuna eklenmiştir.”[8] Eseri ölümünden sonra 1872’de, “Brief Grammar and Vocabulary of teh Kurdish Language of teh Hakari Disctrict” adıyla basılmıştır.

Serkis Hartkugyan, Seyahat-ı Vatan, 1881

Bir Ermeni Papaz olan Serkis Hartkugyan, Seyahat-ı Vatan, adlı 151 sayfalık kitabı da bu kaynaklar arasına dahil edilebilir. Kitabın dili Ermenice olup köy, nehir, dağ gibi mevkilerin isimleri yer almakta ve ayrıca kitapta kısmen Ermenice ve Kürtçe karşılatırılarak iki dil arasındaki farklılıklar ele alınmış. Sözkonusu kitap Gaqfavyan Matbaası tarafından Konstantinopol’de 1881’de yayınlanmıştır.[9] A. Houtum Schindler’in Doğu Kürdistan’da konuşulan lehçeler üzerine yaptığı “Beiträge zum Kurdischen Wortschätze” (Kürd Kelime Hazinesine Katkı), adlı çalışmasını iki bölüm halinde 1884’te ve 1888’de Leipzin’de yayınladı. (ZDGM, Cilt 38, S. 43-116, Cilt 42, S. 7379). Tübingen ve Leipzig Üniversitesinde görev yapmış olan Prof. Albert Socin (1844-1899), Kürd dili ve folkloru alanında çeşitli incelemeler yapmış en bilinen Alman Doğubilimcilerinden birisidir. 1895-1904 yılları arasında yayınlanmış olan ve İran dilleri üzerine temel bir kaynak sayılan “Grundriss der iranischen Philologie” adlı üç ciltlik kapsamlı eserin birinci cildinde “Die Sprache der Kurden”de (Kürt Dili) adlı uzun bir incelemesi yer almıştır. Bu çalışmasında Kürdçe tamlamalar, Fonoloji ve Kürd edebiyatı diğer İrani dillerle mukayese edilmiştir. Yine benzer bir şekilde Le Coq Oskar Mann’ın 1901-1903 yılları arasında İran ve İran Kürdistanı’na yaptığı gezide, Mukri Kürdçesi üzerine yaptığı çalışmaları 1906 yılında Berlinde “Die Mundart der Mukri Kurden, Kurdisch-Persisch Forschungen, Abteilu ng Abteilung IV, Band II, Teil I.” yayınlamış. Mann’ın bu çalışması, Kürtçenin lehçeleri üzerine yepılmış en iyi fonoloji çalışmalardan biri olarak kabul edilir. Bu çalışmada tamamen modern dilbilim metodları kullanmıştır.

Major E. B. Soane; Kurdoloji çalışmalarına önemli katkısı olan araştırmacılardan biridir. Irak ve Kürdistan’da bulunduğu zaman Kürdçeyi öğrenmiş, sonra bu alandaki araştırmalarını genişleterek 1913 yılında “Grammer of Kurmandji or Kurdish Language” (Kurmanci’nin Grameri ve Kürtçenin Grameri) adıyla Londra’da yayınlamış. C. J. Edmonds’un da Kürd dili ve kültürü alanında ayrıntılı çalışmaları olmuş, 1919-1925 arasında Güney Kürdistanda birçok araştırma ve incelemelerde bulunmuştur. Bu çalışmalarda elde ettiği materyallara dayanarak daha sonraları yayınladığı “A Kurdish, English Dictionary” (Kürçe-İngilizce Sözlük) en çok bilinen çalışmalarından biridir.

Genel olarak 18. yüzyılın sonlarına doğru başlayan ve 19. yüzyıl boyunca artarak devam eden Batılı araştırmacıların Kürdler ve Kürdçe üzerine yapılan çalışmaların ve incelemelerin geneli; Kürdçeyi diğer dillerle karşılaştırarak ait olduğu dil ailesini belirleme, Kürdçenin değişik dialekt (lehçe) ve şivelerinin karşılaştırılması, Kürd dili fonolojisi, morfolojisi (cümle yapıları), kelime derlemeleri ve lügatçe çalışmaları, kelimelerin erillik ve dişillik hususiyetleri, folklor ve edebi metin derlemelerinden oluşmuştur.

Kürd dili üzerine çalışmalarıyla bilinen Kürd aydınları ve yazarları sözkonusu Batılı kaynaklar ve özellikle de çalışma metodlarına oldukça önem vermekle birlikte yine de bu tür çalışmaları yeterince derinlikli olmamaları nedeniyle ihtiyatla karşılamışlardır. Asker kökenli bir araştırmacı, yazar ve şair olan Süleymaniyeli Emin Feyzi Bey Batılı kaynakların önemini vurgulamakla beraber, bugün asıl önemli olanın Kürd bilim adamları ve fikir erbaplarının yapacağı çalışmalar olduğunu belirtir. “Avrupalılar, Kürdçenin lügat ve kaidelerini imkan dâhilinde zapt ve o konuda kendi dillerine tercüme etmişlerdir. Bu yolda İtalyanca yazılmış ve bundan iki yüz sene evvel Roma’da basılmış bir kitap mevcut olup iki nüshası Musul’da bulunan Fransız kütüphanesinde görmüştüm. Şark dillerinde henüz bu dilin kurallarına dair kitap neşredilememiş ise de bugün bilim erbabı ve fikir sahipleri tarafından bu yöne dair nazarı dikkat olunmakta.”[10] Kurdîyê Bitlisî adıyla dönemin Kürd dergi ve gazetelerinde çok sayıda makalesi yayımlanmış olan Bitlisli Yüzbaşı Mehmed Emîn Bey, Kürdler ve Kürd dili çalışmalarına dair Batılı kaynakları değerlendirirken içeriklerine ihtiyatla yaklaşmakla birlikte, inceleme usulü ve karşılaştırmalı araştırma yöntemi açısından örnek alınmaları gerektiğini belirtir. Çünkü dilbilim, ancak dillerin karşılaştırılmasıyla varolabilir. “Birçok lehçeye sahip olan Kürdçemizin bazı bölümlerine ilişkin Rusça, İngilizce, Almanca ve Fransızcada birkaç inceleme, bir-iki ufak sözlük ve dilbilgisi kitabı yayınlanmışsa da, Kürdistan gibi bir bölgede ve Kürdler gibi bir millet arasında, dili ya hiç bilmeyen ya da pek az anlayabilen Batılılar tarafından pek yüzeysel incelemelere dayanılarak yazılan bu eserlere büyük önem vermek doğru değildir. Böyle olmakla birlikte, şurası inkâr edilemez ki bu eserler, sağlıklı bir inceleme usulünü ve araştırma yöntemini ve herhangi bir araştırma ürününün en esaslı ve inceden inceye sıralanıp düzenlenmesini göstermek gibi özel üstün nitelikler taşımaları bakımından, benzeri çalışmalarda örnek alınmaya lâyıktırlar. Bu yönleriyle ve ayrıca birçok karşılaştırmaları içermeleriyle, dil alanındaki çalışmalarımıza çok değerli katkılarda bulunabilirler fakat hiç bir zaman esas olamazlar.”[11]

Devam edecek…

Kaynak: https://www.rudaw.net/turkish/opinion/171020221

[1] Rohat, Kürdoloji Biliminin 200 Yıllık Geçmişi (1787-1987), Komkar Yayınları, Köln, 1987, s. 30

[2] Mc. Carus-Minorsky, Kürtlerin Menşei ve Dürt Dili İncelemeleri, Sönmez Neşriyat, İstanbul, 1963, s. 23

[3] Joyce Blau, Kürdçe Dilbilim ve Sözlük Çalışmaları, Studia Kurdica, Sayı: 1-3, Paris- France, s. 62

[4] Joyce Blau, a.g.e., s. 63

[5] Mc. Carus-Minorsky, a.g.e., s. 35

[6] Rohat, a.g.e., s. 35

[7] Mc. Carus-Minorsky, a.g.e., s. 19

[8] Rohat, a.g.e., s. 153

[9] BOA, Yer: 6-8, H-29-05-1309

[10] Emin Feyzi, Bedbaht Kürdistan-2, Kurdistan, Sayı: 11, İstanbul, 19 Temmuz 1335-R (19 Temmuz 1919)

[11] Kurdîyê Bitlîsî, Kürdçeye Dair-2, Jîn, sayı: 15 30 Mart 1335 (30 Mart 1919)