Önce 400 Kürd aydının ve daha sonra başta PAK da olmak özere onlarca Kürd aydının bir açıklaması oldu. Açıklamaların ortak bir yanı vardı; Kürd ulusal kazanımlarının korunması! Bu çok önemli! Yıllardır belki de ilk defa Kürdler; aydınlar ve siyasiler ortak ulusal bir çıkarda bir araya geliyorlar. Tarafları kutlamak istiyorum. Bu duruş ulusal bir duruştur. Bu duruş ulusal çıkarları ön planda tutmaktır. Bu duruş ulusal bir dayanışmadır.

Arada çok önemli bir fark olmasına rağmen iki çağrı da çok değerlidir bence. Çağrıların ana bileşeni Kürd ulusal çıkarlarını korumak, Kürd ulusal çıkarlarına sahip çıkmaktır. Bu önemli anlamda hem her iki çağrının hem de PAK adına sayın Mustafa Özçelik’in çağrılarını çok önemsiyorum.

Bir deyiş vardır: “Her olumsuzluk peşinden olumlu şeyler yaratır’’ Helepçe’yi hepimiz hatırlarız. Halkımız napalm bombalarıyla bombalandı, kimyasallar kullanıldı ve binlerce yaşlı, genç, kadın ve genç Kürd kardeşimiz katledildi. Hemen ardından Kürd Federe Devleti kuruldu. Çekilen acıları bir nebze de olsa unutturan bir durumdu bu. Büyük fedakârlıklarla elde edilen devlet yapılanmasının gözbebeğimiz gibi korunması ulusal bir görevdir.

Ezilen bir ulusun aydınları, siyasi ve sivil toplum kuruluşlarının asıl görevi ulusal çıkarları ön planda tutmaktır. Ulusal çıkarlar kesinlikle partiler üstü, sınıflar üstü kabul edilmelidir. Siyasi ve demokratik yapılanmamızda çok renklilik çok önemlidir. Çok renklilik zenginliktir.

Kürd siyasilerinin, aydınlarının ve siyasi örgütlerinin dikkat etmesi gereken çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Göz nurumuz gibi korumamız gereken bir devlet yapılanması var güneyde. Bu devlet yapılanmasını istemeyen, her fırsatta bu yapılanmanın başarısız olmasını isteyen güçler var. Bu güçler doğrudan müdahale etmek yerine taşeron güçlerini devreye sokuyorlar.  PKK bu görevi üstlenmiş bulunuyor. Yetkili ağızları yıllardır IKDP ve Barzani düşmanlığı yapıyor. Kürdlerin bağımsızlığını kesinlikle istemediklerini ve bağımsızlık ilan edilmesi durumunda bağımsız devlete karşı savaşacaklarını alenen söylüyorlar. Son dönemlerde provakatif eylemler düzenleyerek gençleri sokaklara döküyor, peşmerge öldürüyorlar. Hem de hiç hak etmedikleri bir yerde köyleri boşaltıyor yerli halkı sürgüne gönderiyorlar. Kerkük gibi Kürdler için hayati önem taşıyan bir kenti Haşdi Şabi ile iş birliği yaparak Federe Devlet yönetiminden kopardılar.

Yetkililerine sorulduğunda kesinlikle bir Kürd örgütü olmadıklarını; Ortadoğu’nun demokratikleşmesini isteyen bir örgüt olduklarını söylüyorlar. Yan örgütlerinin yetkili ağızları Türkiyelileşmek isteyen, Kürd partisi olmadıklarını bağırarak söylüyorlar.

Kürdlerin elde ettikleri demokratik kazanımlarının altına dinamit koyan, 1970-1980 döneminde Kürd demokratik ve siyasi örgütlerinin yaratmış olduğu bilinçli kamuoyunu yok olma durumuna getiren bir örgüttür PKK. Binlerce gencin kanını dökmüş, yüzlerce köyün boşalmasına neden olmuş bir terör örgütüdür PKK. Tabanında Kürdler olabilir. Bu onun Kürd olduğu anlamına gelmez. Siyasilerin ve siyasi örgütlerin en büyük zaaflarından biri de budur. PKK’yi ‘’Kürd ve Kürdistani’’ görmekten vazgeçmelidir siyasilerimiz. Bu tavır onların önünü açar. Onları ikilemde olmaktan kurtarır.

Görülen ve yaşanan bize ulusal çıkarlarımızın ne kadar önemli olduğunu göstermiş bulunuyor. Kürd Federe Devleti’ne destek vermek elbette ki ulusal görevimizdir. Federe Devletin PKK’ye karşı tutumu konusunda öneri sunabiliriz ancak unutmayalım ki tavır alma konusunda inisiyatif onlardadır. Bırakalım Kürd Federe Devleti ve temsilcileri kendi kararlarını kendileri versinler.

 Gelinen bu noktada olumsuzluklar bizi ortak bir noktaya; ‘’ULUSAL ÇIKARLARIN ÖNCELİĞİNE’’ getirmiş bulunuyor. Bunu görmek ve yaşamak beni heyecanlandırıyor, umutlandırıyor. Lütfen bunu fırsat bilelim.  Gelin ulusal çıkarlarımızı güçlerimizi birleştirerek daha güçlü bir şekilde savunalım.

PAK, HAK-PAR ve diğer siyasi Kürd yapılanmalarına bu anlamda çok önemli görevler düşüyor. Bu fırsatı değerlendirelim.

İstanbul, 22.12.020