ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını tanıtmaya çalıştığım Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” başlıklı yazım yayımlandıktan sonra (28.01.2023) birçok yazı almış ve bunlardan iki tanesini, Ali Haydar Üzülmez’in Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde yeraltı edebiyatının olmadığı, devleti kutsama ve korumanın var olduğunu açıklayan yazısını (8.02.2023) ve Mehmet Yakut’un Kürtlerde yeraltı edebiyatı yazısını yayımlamıştım (21.02.2023). Bu yazılardan sonra mevzu kapanacaktı ama Salih Şimşek’ten duygu yüklü güzel bir yazı aldım. Böylesi güzel bir yazının bilgisayarımdaki arşivde öylece kalmasına gönlüm razı olmadı, paylaşmam gerekir diye düşündüm. Depremin yarattığı acıları, Abdurrahman Demir’in vefatının yarattığı üzüntüyü ve Kürtlerde yeraltı edebiyatını müşterek ele alan Salih Şimşek’in yazıyı sunuyorum:

“Sevgili Dostum Müslüm;

Sana bu yazıyı Adana’dan Diyarbakır’a giden bir yolcu otobüsünün koltuğunda yazıyorum. Şu an saat gece sonrası 02.45. Bildiğin gibi bir süre önce deprem-ötesi büyük bir felaket yaşadık. Bu doğal felaketi yaşayan 11 ilin içinde benim, iki oğlumun, iki gelinimin, altı torunumun ve çok sayıda tanıdık dost ve arkadaşımın yaşadığı Adana ili de vardı. Günlerdir tüm toplum gibi ben de büyük bir endişe ve üzüntü içindeydim. Bir taraftan Deprem denen bu büyük felakette enkazların altında kalan çok sayıda insanımızın yaşamını yitirmesi, misliyle yaralı oluşlarının verdiği acı, çaresizlik ve belirsizlikler sürüyorken dün değerli insan, tüm hayatını ezilen halkının özgürlük ve hak mücadelesine adayan ortak Dostumuz Abdurrahman Demir’i kaybettiğimizin kara haberini alınca; bir güzel insan daha kaybettik, “Bir kişi daha eksildik” dedim. Gecenin bu saatinde, bir yolcu otobüsünde sevgili Dostumuz Abdurrahman Demir’in taziyesine doğru yol alırken, önce ailesine, arkadaşlarına ve tüm sevenlerine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Ayrıca; Ona, onun ana diliyle; “Oxur be Apo oxur be… Tu dê her û her di dilê netewayê Kurd de bijî.” diyorum(*)

Sevgili Dostum Müslüm;

Bildiğin gibi Dostumuz Abdurrahman Demir, 68 Kuşağı’ndan ve Kürdewari yönü alabildiğine güçlü bir dostumuzdu. O yıllardaki çalışmaları ve mücadelesini göz önüne aldığımızda, bölgemizde yeraltı edebiyatıyla en erken yaşta tanışanlardan biri olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle de aşağıdaki yazıyı bu yolculuk esnasında kaleme alıp size göndermeyi düşündüm…

ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı isimli kitabını tanıtmaya çalıştığın (28.01.2023) tarihli Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” başlıklı köşe yazına dayanarak; Ortak Dostumuz Mehmet Yakut’un gönderdiği “Kürdlerde Yeraltı Edebiyatı” yazısını zevkle okudum. Dostumuz Mehmet Yakut’un bu mektubundan önce sevgili Dostum Ali Haydar Üzülmez’in yine senin köşe yazına dayanarak kaleme aldığı: “Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Devleti Kutsama ve Koruma Var” başlıklı yazısını aynı zevkle okumuştum… İkisinin de hem diline hem de kalemine sağlık…

Her iki ulusun rejim aykırıları açısından da legal, açık, özgür edebiyat bir hayli sıkıntılı geçmiş olsa da, tüm dönemlerde; Biz Kürdlerin destanları, sevdaları, kavgaları, stranları, lawjeleri, çîrokları, çîrvanokları, şiirleri, ıslık çalmaları, pêkenînleri, dîlanları, gülmeceleri, yasları, kısaca yüzyıllardır bir bütün olarak dili ve kültürü yasaklanınca ve kendisi yok sayılınca Kürd Edebiyatı da, neredeyse bütünüyle, hep yeraltında üretilmiş, yeraltından beslenmiş, yeraltında yeşermiş ve yeraltında büyümüştür. Deyim yerindeyse, başkaları ve özellikle daha çok Kürd halkının evlatları, bütünüyle bu realitenin farkına varmamış olsa da, yaşadığımız coğrafyanın ve belki de Ortadoğu’nun en büyük Yeraltı Edebiyatı’nı Kürdler üretmek zorunda kalmıştır desek, herhalde durumu abartmış olmayacağız. Dostumuz Mehmet Yakut, bu yazısında Kürd yeraltı edebiyatının kimi değerli örneklerine işaret etmiş olsa da, biz Kürdler açısından bu alan oldukça bakir ve olabildiğince geniş kapsamlıdır. Bence her Kürd aydını bu kapsamlı alanı etraflıca araştırıp incelemeli ve elde ettiği verileri gün ışığına çıkarmaya çalışmalıdır. Eğer Yeraltı Edebiyatı’nı yazılı edebiyatla ve giderek geleneksel devrimci demokrat örgütlerin ürettiği edebiyatla sınırlı tutmayacaksak ve ayrıca Kürd sözlü edebiyatına bir paha biçeceksek-ki Kürd Sözlü Edebiyatı emsalsiz bir değere sahiptir.- Örneğin; Dengbêjlerin, stranbêjlerin, çîrokbejlerin aşka ve kavgaya dair, anonimleşerek nesilden nesille aktarılan ve günümüzde capcanlı ayakta kalmayı başaran stranlarımız, destanlarımız, çîrok ve çîrvanoklarımız bir bütün olarak Yeraltı Edebiyatının parlayan yıldızları olduklarını göreceğiz…

Selam ve sevgiler…

Salih Şimşek

24.02.2023

Adana’dan Ergani’ye giden bir yolcu otobüsünün içi.”

(*) Sevgili Dostum Abdurrahman Demir’i 23 Şubat 2023’te kaybettik. Üzgünüm. Demir ailesine, dost, akraba, arkadaş ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Yattığı yer gül ve gülistanlık olsun. M. Üzülmez