1999’daki teslimiyet duruşunun şekillendirdiği siyaset alanı egemen siyasetin siyasi programı haline dönüşünce alternatif ulusal parti ihtiyacı herkesin ortak duygusu haline geldi. Bu duyguyla bir süredir ulusal içerikli birbirlerine benzer birçok Kürt örgütlenmesi oluyor. Bu “yeni” örgütlenmeler daha çok 1970’li yıllarda var olan Kürt siyasi örgütlenmesinden kalan milli duyguları güçlü kadroların bir şeyler yapma çabası olarak düşünmek gerekir. İdeolojik düşünceleri değişime uğramış ama o ideolojinin biçimlendirdiği davranış alışkanlığı Katolikleşen kadroların bir şeyler yapma telaşıyla geçmiş ayrışmalar benzeri kümelenmeler biçiminde karşımıza çıkıyor “yeni” yapılanmalar. Böyle olunca, dönemin dinamiğinden ve enerjisinden mahrum, gücünü eski geleneklerden toplayan etkisiz yapılar olmaktan öteye gidememektedirler.

Dönem itibarıyla Kürdistan’da ulusal mücadelenin önemli bir yükselişini ifade eden 1970’lerde ortaya çıkan siyasi yapılanma bugünkünden çok farklı bir ortamda yeşermişlerdi. Dünyada sol bir rüzgar esiyordu ve o zamanın örgütlenmeleri böyle bir atmosfer üzerinden şekil bulmuşlardı. Siyaset yürütücüleri genç dinamik insanlardı. Döneme enerji katabiliyor, dönemin enerjisini toplayabiliyorlardı. Toplum siyasete açtı, her siyasi söylemi hazmedebiliyordu. Böylece yüzbinleri kucaklayan bir siyaset alanı oluştu. Kürdistan’da siyaset bugün silahın vesayeti altındadır. Bu bakımdan eskisinden çok daha akıllı, programlı bir siyaset takip etmek gerekir. Programlı derken parti programına bazı bildik kalıpları yerleştirmekten bahsetmiyoruz. Sorunları aşmanın yol ve yöntemini bulma ve önümüze koyduğumuz çalışmayı projelendirmektir maksat.

Son dönemlerde kurulan programları benzer siyasi partilerin sorunları nasıl aşacağıyla ilgili formülleri yok gibi. Varsa da yürütme mekanizmaları zayıf. Toplumun içinde güçlü bir çalışma yürütemiyorlar. Güçlü şehir örgütlenmelerini kuramadılar. Bireylerin üç ayda bir toplanan parti meclisinde yer alma gayreti yerel çalışma alanlarında görülmüyor. Parti meclisi üyelerinin çoğunun yegane çalışması üç ayda bir yapılan meclis toplantılarıyla sınırlı. Bu çalışma yöntemi büyük bir zaaf yaratıyor. Profesyonel çalışma alanı yaratamayan partilerimizin çalışmaları birkaç kişinin omuzunda. Bunlar da yaşları ve diğer birçok nedenlerle yeterli etkinliği gösteremiyorlar.

Bir işin yürütülmesi için programlama şarttır ve bu programı hayata geçirecek plan gerekir. Bu siyasette de öyledir, iş alanında da öyle. Ciddi kurumlar kendilerine bir hedef koyarlar. Bu hedefe ulaşmak için aşamalar belirler. Ya her aşamanın ihtiyaçlarına göre örgütlenir ya da örgütsel gücüne göre aşamaların kapasitesi belirlenir. Siyasi partilerimiz hedefe endeksli aşamalar kapasitesinde örgütsel gelişim planlamasını yapamıyor. Birkaç kişilik kadro kapasitesi ile büyük hedeflere vurur kendilerini ve doğal olarak altında kalırlar. Siyasi bir partinin hedefi bağımsızlık, federasyon veya otonomidir diyelim. Bu aşamaya gelmekle şu an içinde bulunduğumuz mevcudiyet arasındaki yol ve engeller ve bu engelleri aşmanın formülleri hesaplanmak zorundadır. Bütün söylemler son hedef üzerinde şekillenmemelidir. Bir misyon partisinin toplumun hayallerini canlı tutma siyaseti anlaşılabilir. Kitle partisi olmaya aday partinin hedefe yürüyüş güzergahı üzerindeki görevleri ve zorlukları aşmanın planlaması başarının en önemli anahtarıdır. Dönem veya aşamalar planlaması olmayan hiçbir kurum başarıyı elde edemez. Bir basamak sonrası için tedbirlerini alamayan bir partinin büyük büyük lafları ciddiye alınmaz.

Yıllarca şantiye yöneticiliği yaptım. Yapının sonuçlanmasına hedeflenen çalışma programı yıllık, aylık, haftalık ve hatta günlük çizelgeler şeklinde önceden belirlenmek zorundadır. Günlükten haftalığa, oradan aylığa ve yıllığa büyüyen bir planlama ve sonuca giden topraktan çatıya planlama işin sağlıklı yürütülmesi bakımından bütünlük olarak esas alınır. Örneğin birçok işyerinde günlük programın uygulanması masaya yatırılır, hangi ekibin nerede ne iş yapacağı belirlenir, yardımcı ekipmanlar ona göre temin edilir. Günün sonunda yönetim kadrosu o günün çalışma performansını değerlendirir. Günlük program planlandığı gibi gerçekleşmemişse sebepleri bulunur ve bir sonraki gün programına ek olarak eksiklikler giderilmeye çalışır. Aynı şey haftalık, aylık programlar için de yapılır. Böylelikle istenilen hedefe ulaşmaya çalışır.

Üstelik toplumsal sorunlar anlık değişimlere sürekli maruz kaldığından ve rakip hamlelerin engelleyici sürekliliği çok daha hassas ve esnek planlama gerektirir. Basit bir iş planında bu ciddiyet gerekirken bir toplumun kaderinin belirlendiği siyasi parti çalışması çok daha ciddi ve sistemli olmak zorundadır. Hem yaşadıklarım hem gözlemlerim siyasi partilerimizde bu programlamanın gerektiği ciddiyetle yürütülmediğini göstermektedir.

Nasıl yapılmalı veya ne yapılmamalı

Her şeyden önce her isteyenin keyfince ihtiyaç duyması ve arkadaşlarını toplayarak bir siyasi parti kurması tartışmalı bir konudur. Toplumda yorgunluk ve bıkkınlık yaratır. Kurulması arzu edilen yapıya ihtiyaç olup olmadığı, bu yapının hangi boşluğu dolduracağı ciddiyetle düşünülmelidir. Her şeyden önce toplum içinde çok geniş bir anket çalışması yapılmalıdır. Kürt halkının beklentilerini, sıkıntılarını ve ihtiyaçlarını bilmeden ve ona göre siyaset yapılandırılmadan başarı elde etmeyi beklememek gerekir. Toplum devlet ilişkisini, toplum siyaset ilişkisini, davranış biçimlerini, günlük yaşam sıkıntılarını, hayallerini ve toplumun kararlarını etkileyen referansları bilmek siyaset yapmak isteyen kadrolar için zorunludur. Siyasi bir partinin oluşumunun aylarca belki de yıllarca toplum içinde ön çalışması yapılmalı, toplumun bir partiye ihtiyacı ve yeterli isteği tespit edilirse bu işe girişilmelidir. Yeterli sayıdaki kurucular kurulunu toplayıp bir parti kurmak, sonra da onu topluma satma yönteminin alıcı bulacak bir yol olmadığı artık belli olmuştur. Toplumsal karşılığı olmayan siyasi bir partinin toplum içinde anlamlı bir yeri olmaz. Toplumun ihtiyacını doğru tespit etmek gerekir. Bugünkü şartlar içinde somut verilere dayanmadan kafamızdan topluma reçete yazmak karşılığı olmayan bir çaba olur. Ayrıca 10-15 milyon Kürt, Kürdistan’ın dışında asimilasyon çarkları içinde yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Bunları dikkate almadan belirlenen bir siyaset eksik olur, sonuçsuz kalır, karşılık bulmaz. Parti ile metropoldeki Kürtlerin arasındaki geçitleri basitleştirmek gerekir. Oysa şimdiki duruma baktığımızda çoğu partilerimiz milyonlarla ifade edilen bu toplumun kendine uzak durması için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar.

Bir zamandır kurulmuş partilerimizde genç sayısı yok denecek kadar azdır. Bütün büyük söylemlere ve milli duygu yüklü programlara rağmen gençliğin ilgisi sağlanamıyor. Bunun nedenleri uzmanlardan destek alınarak incelenmelidir. Gençliğe hitap eden çalışma alanları üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerekir. Bu bir parti yaratmaktan çok daha acildir. Gençliği olmayan siyasi bir parti ayaksız insan gibidir.

Örneğin sosyal ve kültürel dernekler bir yol olabilir mi?

Dini cemaatlerin şagırt, barınma yurtları ve benzeri yöntemler iyi incelenmeli, bunlardan dersler çıkarılmalıdır.

Siyaset engelleri aşma ve sonuç alma sanatıdır. Engellerin doğru tespiti ve bu engelleri aşmanın doğru yöntemini bulmak siyasetin görevidir.

Evet, alternatif bir partiye ihtiyaç vardır. Yerel iktidar imkanını çok kötü kullanan egemen siyaset var olan ekonomik dinamiği parçalayacak bir politika yürütüyor. Hendek ve benzeri uygulamalarla siyasi dinamiği de parçalıyor. Kitlelerin evinden yurdundan kaçıp metropollere sığınmasına yol açıyor. Alternatif olmak bu yıkıntı siyasetine çözümler yaratmaktır. Ülkedeki ekonomiyi geliştirip canlı tutacak, bölgesinden kopmuş insanların geri dönüşlerini nasıl sağlayacağını tespit etmektir. Silahın vesayetini etkisizleştirmek toplum mücadelesini milli mecra içinde geliştirmektir alternatif olmak. 29.07.2017