Üçüncü dünya insanları, büyük laflar yapmayı çok severler. O yaptıkları büyük lafların da arkasında duran ve uygulayan insanlar değiller. Bu gerçek, üçüncü dünya ülkelerinin siyasi partileri ve kurumları için de geçerlidir. Onlar da büyük ve, kendileriyle alakalı olmayan lafları ederler, tezleri savunurlar; fakat onların hiçbirini de yerine getirmezler.

Türkiye’de özellikle demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, barış gibi konularda bu gerçeğe sıkça, her yerde, her insanda ve her örgütte rastlayabilirsin.

Türkiye’de, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, barışçıl olmakla, adaletle, eşitlikle, alakası olmayan kişi ve örgütler bu kavramları sık-sık kullanırlar, sakız haline getirip atarlar.

Bu kavramları, gelişi güzel kullananlar, bu kavramlarla alakalı olmayanlar, başkalarını da suçlamayı bir tarafa bırakmazlar.

Bu komikliği, demokrasiye en uzak olan, sol adına ve halk hareket eden, ama halkla hiç ilişkisi olmayan, jakobenist ve elitik CHP ve PKK/HDP’de her zaman görmek olanaklı.

Bunlar bağımsızlığa da çok düşkündürler. Ama sürekli başkalarına payanda olmayı ve başkalarını kendilerine payanda yapmayı da çok severler.

Son gelişmeler karşısında HDP’nin durumunu yeniden almak, Kürdistan’daki aydınlanmaya hizmet açısından bir gereklilik.

***

HDP, PKK’dan bağımsız değildir. HDP, PKK’nın imalatıdır. ÜSTE ÜSTE OTURAN VE AYNI OLAN yapılardır.

PKK da, Kemalist sömürgeci Türk Devletinin Kürtlere ve Kürdistan Ulusal Hareketine karşı operasyonel aparatıdır.

HDP de AK Parti’den Beşir Atalay’ın da açıklamasına göre, MİT ve Öcalan”nın birlikte kurdukları bir örgüt.

KCK de aynı konumda.

Bu nedenle HDP’yi PKK ile aynılaştırıyorum.

***

HDP, kendi belediyelerinin bir kısmına kayyum tayin edilmesinden sonra, demokrasi ve halkın iradesi kavramlarına bir kez daha sarılmaya başladı.

Türkiye’de demokrasi ile alakası olmayan ve halkın iradesini bir şeyden saymayanlar, daha çok sıkıştıkları zaman demokrasi ve halkın iradesine sarılırlar.

HDP de bunu yaptı. Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, belediyelere kayyum tayinini, demokrasiye ve halkın iradesine karşı bir darbe ve hareket olarak değerlendirdi.

Öncelikle şunu belirteyim ki, PKK/HDP’nin demokrasi ve halkın iradesi ile alakası olmadığı için, söyledikleri ve söylenenler bir demagojiden öteye bir anlam ifade edecek durumda değildir.

Ayrıca Ayhan Bilgen ve HDPLİLER:

Öcalan, “silahlı mücadele dönemi son bulmuştur, PKK silahtan vazgeçip kendisini yeniden yapılandırmalıdır” dediği zaman,

Yine “çözüm süreci sırasında ve sonrasında Kürtlerin ezici çoğunluk iradesi, “PKK silahı bırakmalıdır” yönündeyken, “Ortadoğu koşullarında PKK silah bırakmamalıdır” diyorlardı.

Bu görüşü tahrik eden güç odaklarıyla da ittifak içine giriyorlardı.

Ayhan Bilgen, benimle katıldığı bir televizyon programında bu düşünceleri açıkça savundu. Bu konu aramızda polemik konusu oldu.

Silahla işleri çözen, silahla siyaset üzerinde tekel kuran, terör uygulayan ve terörü savunan, insan cinayetlerini meşru gören bir zihniyet için, demokrasi ve halkın iradesi önemli olur mu?

Bu sorunun cevabı, kocaman bir “hayırdır.”

***

PKK/HDP için halkın iradesinin ve demokrasinin önemli olmadığını anlatan başka hayati konular ve uygulamalar var.

Bu konuların bir kısmına bakalım.

1- Kürt olmayan, Kürt ulusal hareketiyle ilişkili olmayan, hatta yıllarca Kürt ulusal hareketine karşı savaşan, Kürtlerin hiç tanımadığı Türkleri, Kemalist Devlet Dönemindeki tayin usulü gibi Kürtler adına milletvekili ve belediye başkanı yapmanın, demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

2- Metropol şehirlerde yaşayan ya da Kürdistan’da yaşamakta olanları, kendi şehirlerinde değil de tayin usulüyle başka şehirlerde sistematik bir şekilde milletvekili ve belediye başkanı yapmanın, demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

3- Tayin usulüyle tayin edilse de ve şekli de olsa halkın oylarıyla seçilen milletvekilleri ve belediye başkalarının başına PKK’lı komiserleri (kayyumları) koymanın, onlar kanalıyla milletvekillerinin ve belediyelerin hareket tarzını tayin etmenin, onlara hakaret ettirmenin, onları dövdürmenin demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

4- PKK/HDP’nin, halkın iradesiyle yerel iktidar ve belediye başkanı olduğu yerler de ( hem de yüksek oy oranlarıyla), yine kendi silahlı çeteleriyle oralarda hendek savaşı denilen vekâlet savaşını başlatmanın, şehirlerimiziz yıkmanın, insanlarımızı katletmenin, ekonomik yıkımı yaratmanın demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

5- Hendek savaşı yapılan yerlerde, Kürt şehirlerinde askeri darbe yaparak yönetimi ele geçirmeye çalışmanın, demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

6- Bir milletin milli mücadelesi gibi oldukça meşru ve haklı mücadelelerde terör metodunu kullanmak; barbarizme ve vandalizme başvurmak gayri meşru ve suçtur. Bu nednle, halkın kesinlikle tasvip etmediği terör eylemlerini yapmanın, sivilleri bombalamalara boy hedefi haline getirmenin, demokrasi ve halkın iradesi ile bir alakası var mı?

7- Sömürgeci devletler ve diğer vesayetçi devletler adına Kürt halkını katliama sürüklemenin, demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

8- Kürt milletinin devlet olma hakkına karşı çıkmanın, özellikle de Kürdistan’ın Güneyinde güncel olan devlet kurmaya karşı çıkmanın demokrasi ve halkın iradesiyle alakası var mı?

9- Hegemonik, totaliter, faşizan düşünceleri, zor, şiddet ve silahla kabul ettirmeye çalışmanın, demokrasi ve halkın iradesiyle alakası var mı? PKK, tek ideoloji, tek lider ve tek parti diktatörlüğünü savunmakla birlikte, bunu zorla halka kabul ettirmeye çalışmaktadır.

10- Kürdistan’ın diğer parçalarında halkın iradesine rağmen oralarda iktidar olmaya, kendi diktatörlüğünü gerçekleştirmeye çalışmanın demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

11-Muhalefet etti diye Kürt gençlerini infaz etmenin ve öldürmenin demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

12- Kürdistan’ın Güney Batısında Baasla birlikte askeri bir faşist totaliter diktatörlük oluşturup halka zulüm etmenin, Kürtleri tutuklamanın, işkence etmenin, demokrasi ve halkın iradesiyle bir alakası var mı?

13- Belediyenin mali ve bilumum olanaklarını halkın hizmetine değil de, bir örgütün ve hem de Kürtlerle alakası olmayan bir örgütün hizmetine sunmanın, demokrasi ve halkın iradesiyle alakası var mı?

Amed, 20 Eylül 2016

([email protected])