Yaşar Kemal’in 100. yıl anısına Adnan Deniz tarafından hazırlanan röportaj-belgesel olan çalışma Cinius Yayınları tarafından basıldı. Çalışma Yaşar Kemal’in doğmuş olduğu Van’ın Bargıri (Muradiye) ilçesine bağlı Ernis (Ünseli) köyündeki yakınlarıyla ve yazar müzisyen dostları ile yapılan röportajlardan oluşuyor.

Kitap Yaşar Kemal’in Van Denizi’ni tasvir ettiği inci değerinde sözcükleri ile başlamış:

“Dünyada hiçbir göl, hiçbir deniz, hiçbir su, Van Gölü’nün maviliğinde olamaz. Masmavi… “Deli eden bir mavilik.” Ne gökyüzünde vardır öyle bir mavi ne de başka bir yerde. Bir tek mavi uyar bu maviye; Diyarbakır Ovasındaki çiçeklerin mavisi. Bir de bir camı kırıp kesitine bakın, işte o mavi.”

Yazar’ın Ünseli Köyüne giderken yazdığı duyguları, okuyucuyu sarıp sarmalayıp kendisine dahil ediyor. Adımlarınızı yazarınızla birlikte atıyorsunuz. Bir an önce Van Gölü’nün manzarası (Vanlıların daha çok ”deniz” dedikleri) yazarla birlikte okuyucuyu da hayran bırakıyor. Sipan dağının görkemine dalmak, isterken Yaşar Kemal’in 110 yaşındaki akrabası olan Hacı Musa Yaşar’ın evini buluyorsunuz. Ve başlıyor Adnan Deniz’in nokta atışı soruları. Ustayı anlatanı dinlemek için yazar, okuyucu, mavi gökyüzü ve mavi deniz bir olup sessizleşiyor. Oturduğunuz bahçedeki asırlık ağaçlar, fotoğraf karelerine bile isteye dahil olmuş, Yaşar Kemal’i anlatıyor. Hacı Musa’nın hayat arkadaşı olan Sabiha Hanım araya giriyor. Eliyle Verşek kayalığını işaret ediyor. Kayalığın ismi Verşek ama onlar oraya Yaşar Kemal Kayası diyorlar. Sabiha Hanım tam da Yaşar Kemal’in romanlarındaki gerçek karekterler gibi konuşuyor. ”Güneşin ışıkları Estrük dağına vurunca Yaşar Kemal kağıdını kalemini alır o kayanın üstüne tünerdi.”

Yaşar Kemal tek başına anlatılmaz onu anlamak için Feqiyê Teyran’ı tanımak gerekir. Bunun için Hacı Musa Yaşar sözlerine Feqiyê Teyran’ı anlatarak başlıyor. Kitaptaki fotoğraflar Yaşar Kemal’in Van’ı anlattığı betimlemelerin ne denli yerinde ve lezzetinde olduğunu kanıtlar gibi sayfa sayfa okucunun önüne seriliyor. Fotoğrafı görmüyor yaşıyorsunuz. Kuşların bile Yaşar Kemal’in yüzüncü yılına bir kare fotoğraf ile ortaklık etmiş olması, çalışmaya ayrı bir tat katmış. Röportajların en güzel yanı Yaşar Kemal’i anlatan bu güne kadar pek nişan edilmemiş yakın dostlarının da bu kitapta anılarını dillendirmiş olması.

Araştırmacı yazar olan Rohat Alakom, müzisyen Rojda, Doktor Remzi Sarıkaya da Yaşar Kemal’i anlatıyorlar. Adnan Deniz’den öğreniyoruz Rohat Alakom’un Yaşar Kemal ile samimi dost olduğunu. Halbuki Rohat Alakom hiç dillendirmez, mütevazi sessiz kalır. Ama bu kez konuşmuş anlatmış. İçten ve güzel anlatımlar. Satırlarda Rohat Alakom’un ve Rojda’nın Usta’yı anlatırken kalplerinin pır pır ettiğini okuyucu da hissediyor. Onlar da fotoğraflarıyla süslemişler anılarını. Rohat Alakom, Yaşar Kemal’in ailesinin Van’dan göç edişini anlatmak için Birinci Dünya Harbi’nin yıkıcılığını, insanları savaşa nasıl sürüklediğini anlatmakla işe koyulmuş. Alakom sözlerinde “bu onlar için hem hüzün, hem umut yolculuğudur” diyor. Yaşar Kemal’in Kimsecik romanına işaret ediyor.

Rojda, Yaşar Kemal ile tanışmasına vesile olan “Werî lo” eserine bir kez daha kıymet biçiyor. “Usta’nın etkilendiği en önemli eserim olmuştu” diyerek başlıyor sözlerine. Anlatımlardan Yaşar Kemal ile Rojda’nın telefondaki konuşmalarını siz de duyuyor ve en az Rojda kadar heyecanlanıyorsunuz. Onun apar topar Yaşar Kemal’i belki de son kez görmek için hastaneye koşarkenki hüznünü yaşıyorsunuz.

Doktor Remzi Sarıkaya ise İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinin koridorlarında Yaşar Kemal ile karşılaşmasını baştan sona anlatıyor. Sarıkaya kendisinin de Vanlı olduğunu söyleyince Yaşar Kemal’in gözlerinin nasıl parladığını nasıl sevindiğini dile getiriyor ve o anı yeniden yaşıyor. Aralarındaki sohbet dialog dinlemeye, okumaya değer.

Her kitabın elbette bir sonu vardır. Yaşar Kemal’in romanlarını okurken bitmesini istemeyiz. Onun hayatını anılarını anlatan nadir dostlarının da Usta’yı biraz daha anlatmasını kitabın bitmemesini istiyorsunuz. Fotoğraflarda ustalara selam gönderen Feqiyê Teyran’ın kuşlarının biraz daha seyretmek istiyorsunuz. Rohat Alakom dostluklarını biraz daha anlatsa keşke diyorsunuz içinizden.  Rojda ilk karşılaşmasını anlatsaymış ve bitirmeseymiş keşke. Yaşar Kemal’in de hayran olduğu  Xece u Siyabend destanını nasıl karşılıklı konuştuklarını bir kez daha dillendirse. Adnan Deniz isabetli sorularından bir tane daha sorsa istiyorsunuz. Kitabın sonunda siz de Yaşar Kemal’in dostlarıyla Deli Eden Mavilik ile birlikte hüzünleniyor onlara ortak oluyorsunuz.

Kitabın yazarına ilişkin kural gereği en başta söylemem gerekeni, ben en sonda söyleyeceğim.

Adnan Deniz ilk ve yine röportaj olan kitabı Şark’tan Garb’a 2015 yılında yayımlandı. İkinci kitabı olan Deli Eden Mavilik isimli röportaj-belgesel olan çalışması Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Aydın Doğan Vakfı’nın düzenlediği iletişimciler yarışmasında iki dalda ödül kazandı. Mavi Ülkenin İnsanları adlı çalışmasıyla röportaj kategorisinde 1’inci, belgesel kategorisinde ise 2’nci seçilen Deniz, 65 yıl önce Yaşar Kemal’in Gazeteciler Cemiyeti’nden röportaj dalında aldığı ödülü 65 yıl sonra yeniden aldı. Eminim Yaşar Kemal aynı ödülü 65 yıl sonra alan hemşerisi Adnan Deniz ile gurur duyuyordur.