Bedirhanzade Halil Rami Bey – Damat Ferit’in Ali Galip’e gönderdiği talimat – Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının yakalanmaları için Kürt aşiretlerinden güvenilir üç yüz kadar jandarma kaydı – Mister Noel’in yetkileri – Anadolu’da hükümet gücü meşru ve sorumlu olmayan ellere geçmiş

“Malatya olayı hakkında çeşitli gazeteler tarafından birbirine zıt haberler verilmiş ve bu olayın gerçek içyüzü meçhul kalmıştı. Sonradan Malatya’dan şehrimize ulaşan, bilinen olayların baş göstermesinden önce Malatya mutasarrıfı bulunan Bedirhanzade Halil Rami Bey’in yanına bir yazarımızı yollayarak bilgilerine başvurduk. Aşağıdaki ayrıntıları verdiler:

S.- Efendim şimdiye kadar milli harekete ilişkin İstanbul’da birçok söylentiler dolaştı. Bu arada Mamuretülaziz Valisi Galip Bey’le beraber sizin de adınız sık sık anıldı. Bu milli hareketin gelişme tarzı, sizin ve Galip Bey’in bu sorundaki durumunuz hakkında biraz açıklama yapar mısınız?

C.- Milli hareketin gelişme zamanı bilindiği üzere ilk önce Erzurum’da ve sonra Sivas’ta teşekkül eden kongrenin ilk açılışıdır. Bu kongre etrafındaki girişimleri gayrimeşru ve zararlı gören Ferit Paşa Kabinesi Mamuretülaziz Valisi Galip Bey’e Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarının yakalanmaları için Kürt aşiretlerinden güvene layık üç yüz kadar jandarma süvarisini kayıt ve teşkil etmesi; kendisine Sivas vali ve kumandanlığı yetkisi verileceğinden hemen Sivas’a gelmesi gerektiği yazıyla bildirilmiş olduğunu pek geç anladım. Bendeniz size bu harekat ve girişimlerin şekli, gelişme biçimi ve oluşumundan önce adı geçen harekata karşı gerçekleşen girişimlere katılmamı gösteren ayrıntılardan ve bu sırada oluşan garip durumdan şimdilik ancak özetin özeti bahsedebileceğim.

Eylül başlarında, validen aldığım bir şifrede din ve devlete ait mühim bir sorun için Malatya’ya Kahta kazası dahilindeki Rişvan Kürt aşiretinden jandarma aile maaşıyla üç yüz Kürt süvarisinin hemen görevlendirilmesi ve hazırlanması, çok gizli tutulması gereken bu sorunun duyulmasının idamı gerektireceği bildiriliyordu.

Bildirilme şeklinden önemi anlaşılan sorunun gerektirdiği hazırlıkların görüşülerek kararlaştırılması bağlamında, adı geçen Rişvan aşireti reisi Hacı Bedir Bey’in Malatya’ya gelmesi gereğini kendisine telgrafla bildirmiş ve valiye de bu yönüyle bilgi sunmuştum. Garip bir tesadüftür ki bu yazışma sırasında (sansür) Bedirhan soyundan Celadet Ali ve Kamuran Ali beyler ile Diyarbakırlı Cemil Paşa soyundan Ekrem Bey Malatya’da bulunuyorlardı.

Mister Noel (İngiliz binbaşı) Dahiliye Nezareti’nden kendisine her türlü kolaylık ve yardım gösterilmesi, istediği takdirde nüfus defterleri ile buna bağlı resmi kayıtların gösterilmesini ve istemesi halinde aşiret başkanları ile ileri gelenlerin kendisiyle görüştürülmesini bildiren resmi bir yazı taşıyordu.

Bütün Doğu illerini gezmeye hükümetçe izin verilen Mister Noel ve arkadaşlarının Malatya’ya varışlarından önce, Diyarbakır’ın XIII. Kolordu Kumandanı Bağdadi Miralay Cevdet Bey’in, Malatya süvari alayı kumandanı Cemal Bey’e çektiği şifreli bir telgrafta kendilerinin yakalanmaları ve tutuklanmaları emrediliyordu. Bu emirden her nasılsa haberdar olan Mister Noel (sansür). Bu telgrafnamede adı geçen Cevdet Bey’in emrinden söz etmiş ve emrin uygulanmasının Osmanlı Devleti için vahim bir sonuç doğuracağının hükümete bildirilmesini istemişti.

Yasal bir suçu olmaksızın bu kişilerin ve özellikle Mister Noel’in tutuklanmasının Allah korusun önüne geçilemeyecek bir siyasi sıkıntı ortaya çıkaracağını, hatta vilayetin işgali sonucunu doğuracağını göz önünde tutarak, askeri makamlarca nedensiz tutuklama girişimlerinde bulunulduğu takdirde önlenmesini görev bakımından ilgili inzibat memurlarına emretmiş ve durumu olduğu gibi vilayete sunmuştum. Bu yöndeki çalışmalarımın bazılarınca kötü yorumlanarak ve saptırılarak vatan hainliğiyle suçlandığımı İstanbul’a geldiğimde duyarak tabii üzüldüm.

Vali yazıma cevaben yazdığı telgrafta Mister Noel ve arkadaşlarının hukuklarının ve haklarının çiğnenmesine kesinlikle imkân verilmemesini bildirmekle beraber, bu sorunları bizzat çözmek üzere Malatya’ya geleceklerini bildiriyordu. Aynı zamanda Malatya süvari kumandanı Cemal Bey de Diyarbakır kolordu kumandanlığına yazdığı cevapta Mister Noel ile arkadaşlarını tutuklamak için bir kuvvet olmadığını bildirmiş ve zaruri olarak bu konudaki emri uygulayamamıştı.

Valinin Malatya’ya gelişinin ardı sıra Mister Noel resmi görev ve seyahat amacını, en çok yerel güvenliğin korunmasını amaçlayan bu gezisinin iyi geçmesini sağlamak amacıyla yanına Kürdistan ileri gelenlerinden ve Kürt Teali Cemiyeti üyelerinden Bedirhan oğullarını aldığını, bunda hiçbir siyasi amacının olmadığını açıkladı.

Halk bazı oluşumlardan hangisinin doğru olduğuna tereddüt etmekte, bu nedenle vali istediği jandarma teşkilatını oluşturmakta sıkıntılar yaşamaktaydı. Mustafa Kemal Paşa ise valinin hükümetle jandarma teşkilatı hakkındaki şifre haberleşmesini öğrenmiş, valinin kapalı teşkilatta gösterdiği idaresizlikten yararlanarak validen önce davranıp sayısı elliyi geçmeyen Malatya süvari alayına karşı Mamuretülaziz’den Binbaşı İlyas Bey emrinde seksen asker sevk etmişti. Valinin ifadesine göre kendisinin ve benim, Mister Noel ile beraberindekilerin, hatta Malatya’daki Amerikalıların tutuklanmalarını emretmişti.

Eylülün onuncu gecesiydi. Vali gece yarısından sonra beni evine çağırdı. Bu doğrultuda yazılmış yakalama ve tutuklama için Elaziz’den sevk olunan askeri güçlerin Malatya’ya gelmek üzere olduğunu, buna karşı alınacak önlemleri düşünüp uygulamak için geçici olarak Malatya’dan çekilmemiz gereğini uyararak beraberce çekilmeye beni zorladı.

Gerek valinin bu zorlaması, gerek Mister Noel’in taarruz ve belki de suikasta uğramasından doğacak zarar ve tehlike düşüncesi şehirden çekilmemiz ve Mister Noel’in emin bir yere ulaştırılması gereğini gösteriyordu. Bundan dolayı Malatya’ya dört saat uzaklıktaki Rafe adlı Kürt köyüne çekildik. Gerçi Malatya süvari alayı kumandanı yakalanmamız için güzergahımıza elli kadar süvari askeri göndermişse de yedi sekiz kişiden ibaret olduğumuz halde bu askeri güçler aldığı emrin uygulamasını gözüne kestirememiş olmalıdır ki hiçbir tecavüzde bulunmadılar.

Rafe köyünde kaldığımız birkaç gün süresince yeni silahlarla donanmış altı yüz kadar Kürt toplanmış ve azar azar toplanmaya devam olunmuşsa da şimdi burada açıklayamayacağım nedenden dolayı Mamuretülaziz kuvvetiyle beraber ancak yüz elliye varabilen Malatya askeri güçlerinin üzerine yürünmesi uygun görülmedi. Vali, bütün Kürt ileri gelenleri ve aşiretleri halifeye sadık olup kabul edecekleri padişah iradesine uygun hareket edeceklerini bildirdiklerinden, durumu telgraf aracılığıyla İstanbul’a iletti. Kabul edeceği son emre göre davranmak üzere Urfa’ya hareket etti. Ben de ertesi günü Mister Noel ve arkadaşlarıyla beraber yine valinin emir ve zorlamasıyla Urfa’ya gittim. Orada valinin emriyle on beş gün kaldım. Validen bilgi alamayınca Halep’e geçtim. Sabık Dahiliye Nazırı Adil Bey tarafından azledilerek ödüllendirildiğimi görünce Adana’dan Mersin’e ve Mersin’den İstanbul’a deniz yoluyla geldim.

S.- Milli hareketler hakkında ne düşünüyorsunuz?

C.- Değil bir kıta veya bir vilayeti, vatanın bir karış toprağı için bile büyük fedakarlıklar yapılmasını çok erdemli ve kutsal bir görev biliyorum. Fakat milli hareket bayrağı altında temiz ve namuslu halkımıza yine çok acı bir facia seyrettirilmesi endişesi beni titretiyor. Bugün Anadolu’da kasabalar, şehirler, köyler, medeniyetler harabe halinde bulunmakta ve halk ise sefaletler içinde ölmektedir. Aç, fakir, hasta, belazede halkımızın yine kan dökmeye mahkûm edilmesi bence hiçbir zaman bir iyilik belirtisi olamaz.

Anadolu’da hükümet gücü birtakım meşru ve sorumlu olmayan ellere geçmiş bulunuyor. Bu itibarla Anadolu’da hemen hemen anarşi hüküm sürmektedir diyebileceğim. Bu durumda bulunan bir ülkede asayişin aranamayacağı da tabiidir. Örnek olarak üzerimize istendiği gibi askeri bir müfreze sevk edildiğini söyleyebilirim. Askeri müfreze tarafından gerçi hiçbir taarruza uğramadıysak da, güya aramızda meydana gelen çarpışma sonucunda firar ettiğimiz gibi birtakım yalan sözler dolaşmıştır.

S.- Milli harekete itaat etmeyen memurlara nasıl davranılıyor?

C.- İşte beni en çok üzen noktalardan biri. Şu anda vahşi yöntemler, insani olmayan davranışlar, medeniyeti utandıracak tarz ve hareketler bütün kuvvet ve manasıyla hüküm sürmektedir. Teşkilata itaat etmeyen memurlar öldürülüyor. Sürgün ve hapsediliyor, dövülüyor, malları yağma ediliyor.

Size gördüğüm gerçekleri açıkladım. Hiçbir partiye mensup olmamakla iftihar ediyorum. Memur olmak itibariyle zaten bu şekilde hareket etmeye mecburum. Bağlılığım padişaha, millete ve hükümetedir. Burada birçokları tarafından pek çok büyütülen, görünüşte milli bazı akımlardan etkilenenler bu sözlerime üzülebilirler. Fakat bundan doğan azap bana değil doğru düşünmeyen veya düşündüğünü doğru söylemeyenlere aittir. Zalim, fakat yüksek gerçeği görmek ve göstermek zamanının geldiğine, hatta geçtiğine ben pek hararetli bir imanla inanmış bulunuyorum.

(Alemdar, 1 Kasım 1919)

Kaynak: OSMANLI’DAN MİLlİ MÜCADELE’YE SEÇİLMİŞ MÜLAKATLAR, Say. 125,126, 127.127, 128,129